Sivas’ta, 2 Temmuz 1993’te, Madımak Oteli’nde 33 aydının gericiler tarafından yakılarak katledilmesine ilişkin davanın son duruşmasında mahkeme heyeti, davanın düşmesine karar vermişti.
Mahkemenin verdiği skandal karar sonrası, tepkiler çığ gibi büyüdü.
Madımak Davası‘nda verilen ‘zaman aşımı’ kararını protesto etmek amacıyla Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Sivas Şubesi basın açıklaması gerçekleştirdi.
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği‘nde gerçekleştirilen basın açıklamasına, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Banaz Şubesi, Eğitim Sen Sivas Şube Başkanı İbrahim Kılıç, Türkiye İşçi Partisi (TİP) Sivas İl Sorumlusu Köksal Tek, CHP Merkez İlçe ve Kadın Kolları katıldı.
Basın açıklamasını Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Sivas Şube Başkanı Hidayet Yıldırım okudu.
Hidayet Yıldırım açıklamaya, “Bir kez daha gördük ki, o gün Madımak otelini kuşatanlar artık ülkeyi kuşatmış durumdadır. Madımak Katliamı davasını zamanaşımına uğratmak milyonlarca insanı tehdit etmektir. Katilleri affetmek halka parmak sallamaktır. Çünkü biz çok iyi biliyoruz ki, Musa Anter’i, Uğur Mumcu’yu, Bahriye Üçok’u, Turan Dursun’u, Ahmet Taner Kışlalı’yı, Hrant Dink’i, Tahir Elçi’yi ve daha yüzlerce, binlerce aydını, demokratı, yurtsever, sosyalist devrimciyi kimler katlettiyse Madımak’ı ateşe verenler de onlardır.” sözleriyle başladı.
Açıklamada Madımak Katliamı‘nın, devletin göz yumduğu bir katliam değil, bizzat devletin bazı kolluk kuvvetlerinin içinde bulunduğu bir katliam olduğu vurgulandı.
Hidayet Yıldırım açıklamayı, “Kimsenin dilinden, kültüründen, inancından, milliyetinden, cinsiyetinden ve cinsel tercihlerinden, dünya görüşünden dolayı zulme uğramadığı, katledilmediği, zindana atılmadığı, sürgün edilmediği, asimilasyona, inkar ve imha politikalarına maruz kalmadığı özgür bir ülkeyi, laik ve demokratik Cumhuriyet’i birlikte inşa edeceğiz. Karanlığa teslim olmayacağız. AKP zulmüne sessiz kalmayacağız.” sözleriyle tamamladı.
Açıklamanın tam metni;
BASINA VE KAMUOYUNA
Bir kez daha gördük ki, o gün Madımak otelini kuşatanlar artık ülkeyi kuşatmış durumdadır.Madimak katliamı davasını zamanaşımına uğratmak milyonlarca insanı tehdit etmektir. Katilleri affetmek halka parmak sallamaktır. Çünkü biz çok iyi biliyoruz ki, Musa Anter’i, Uğur Mumcu’yu, Bahriye Üçok’u, Turan Dursun’u, Ahmet Taner Kışlalı’yı, Hrant Dink’i, Tahir Elçi’yi ve daha yüzlerce, binlerce aydını, demokratı, yurtsever, sosyalist devrimciyi kimler katlettiyse Madimak’ı ateşe verenlerde onlardır.
Madimak katliamı, devletin göz yumduğu için yapılmış bir katliam değildir. Bizzat devletin bazı kolluk kuvvetlerinin de içinde bulunduğu bir katliamdır. Bu davayı zamanaşımına uğratmak aslında kontrgerilla’yı aklamaktır. Faili meçhul binlerce cinayetin üzerini örterek yeni cinayetlere zemin hazırlamaktır. Ülkede yaşayan binlerce aydını, yazarı, gazeteciyi baskı altına almaktır. Madimak davasını zamanaşımına uğratmak ülkeyi ırkçı ve şeriatçılara teslim etmektir. Biz burada “bu kararı tanımıyoruz” derken, aslında karanlığınızı, ablukanızı dağıtacağız diyoruz.
Pelen⋅ Bilindiği gibi 1993 yılında pirimiz Pir Sultan Abdal’ı anmak için Sivas’a giden çoğunluğu çocuk 33 canımız ve 2 otel çalışanı gençler şeriatçı güruh tarafından katledildi. Peki bu katliamın ardından dönemin yetkilileri ne demişti.
Tansu Çiller: Çok şükür otelin dışındaki vatandaşlarımıza bir şey olmamıştır.
Süleyman Demirel: Halkla güvenlik güçlerini karşı karşıya getirmeyiz. Olay münferittir. Ağır tahrik var.
Sadece bu iki örnek dahi bizi yakanların kimlerden cesaret aldığını gösteriyor.
Peki, dava dosyalarından biri zamanaşımına uğradığında, bu gün Cumhurbaşkanı koltuğunda oturan şahıs, dönemin başbakanı ne demişti; Milletimize hayırlı olsun. Aynı zihniyet bu gün tescilli katilleri affediyor. Hem de duruşmadan bir hafta önce. Bu mahkemenin bağımsız olmadığının onlarca kanıtından sadece biridir.
2 Temmuz’da Türkü söyleyip semah dönenleri katledenlerle, 10 Ekim’de barış isteyenleri katledenler aynı zihniyettir. Ama ne yaparsa yapsınlar, semah dönerek barışı da özgürlüğü de bu ülkeye biz getireceğiz.
Sivas Madımak davası dün, insanlık davasıydı, bugünden sonra da sonsuza kadar değişmeyecek. İnsanlığa Karşı İşlenmiş Suçlarda Zaman Aşımı da, af da, ceza indirimi de olmaz. Bu nedenle cezaevlerinde onbinlerce haksız ve hukuksuz bir biçimde tutulan siyasi ve düşüncelerinden dolayı tutsak edilenler, hasta ve yaşlılar, halkın iradesi ile seçilmişler dururken, katillerin affedilmesini, katliam davalarının zaman aşımına uğratılmasını kabul etmiyoruz ve etmeyeceğiz.
Koçgiri, Dersim, Zini Gediği, Maraş, Çorum, Sivas, Gazi, Gezi, 10 Ekim, Suruç, Roboski,
Cizre nerede ve kime karşı yapılmış olursa olsun bütün katliamlarla ve bu katliamları planlayan, uygulayan zihniyetle hesaplaşacağız. Kimsenin dilinden, kültüründen, inancından, milliyetinden, cinsiyetinden ve cinsel tercihlerinden, dünya görüşünden dolayı zulme uğramadığı, katledilmediği, zindana atılmadığı, sürgün edilmediği, asimilasyona, inkar ve imha politikalarına maruz kalmadığı özgür bir ülkeyi, laik ve demokratik Cumhuriyet’i birlikte inşa edeceğiz.
Karanlığa teslim olmayacağız. AKP zulmüne sessiz kalmayacağız.
Şeriata geçit vermeyeceğiz.
Kürt, Türk, Ermeni, Arap, Çerkez, Müslüman, Alevi, Hıristiyan, Ezidi, Süryani bütün milliyet ve inançlardan Türkiye halkları olarak, emeğin iktidar olduğu barış içinde yaşanılan bir ülke kuracağız
Hepimiz Aleviyiz, hepimiz otuzüçleriz.
Zaman Aşımı kararınızı tanımıyoruz, tanımayacağız. Siz affettiniz biz affetmeyeceğiz.
PİR SULTAN ABDAL KÜLTÜR DERNEĞİ SİVAS ŞUBESİ