Halkevleri’nin yaptığı eylem ve konuşmaların derlendiği sinevizyon gösterimi ile başlayan etkinlik, devrim ve demokrasi mücadelesinde yitirilenler adına saygı duruşu ile devam etti. Etkinlikte Sivas Halkevi Çocuk Korosu, Sivas Halkevi Müzik Birimi ile sanatçı Ali Asker Ceylan sahne aldı.

Açılış konuşmasını yapan Sivas Halkevi Başkanı Ali Dalbudak, “Sayın genel başkanım, değerli konuklar, değerli Halkevciler; Halkevleri’nin 93. kuruluş yıldönümüne hoş geldiniz. Bu önemli günümüzde bizi yalnız bırakmayıp kilometrelerce uzaktan gelen sayın Ali Asker hocamıza da teşekkür ederken, genel başkanımız Nebiye Merttürk‘ü kürsüye davet ediyorum.” ifadelerini kullandı.

Ali Dalbudak‘ın ardından söz alan Halkevleri Genel Başkanı Nebiye Merttürk, Halkevleri‘nin 93 yıllık tarihi boyunca eşitlik için, özgürlük için, adalet için, demokrasi için mücadele ettiğini ve mücadelesine devam ettiğini kaydetti.

Merttürk konuşmasında şunları söyledi:
Hepinizi Halkevleri adına sevgiyle, coşkuyla ve dirençle selamlıyorum.
Hepiniz hoş geldiniz, bugün Halkevleri’nin 93. yaşı vesilesiyle burada bir araya geldik.
Eminim ki bu salonda olan ve hatta olamayan pek çok insanın, pek çok Sivaslı’nın emeği geçmiştir Halkevleri’nde.
Kimimiz bir müzik kursunda Halkevleri’nin kapısını çaldı, kimimiz sosyalist fikirlerle buluştu Halkevi’nde, kimimize şiddet ortamında sığınacak bir yer olarak gördü Halkevleri’ni ama mutlaka hepimiz halkın hakları mücadelesinde Halkevleri çatısında bir araya geldik. Bundan gurur duyuyoruz.
Sevgili dostlar, Halkevleri 93 yıllık tarihi boyunca eşitlik için, özgürlük için, adalet için, demokrasi için mücadele etti ve yoluna, mücadelesine devam ediyor.
Sırf bu yüzden yani bu ilkeleri savunduğumuz için çok iktidar gördük bizi baskı altında tutmaya çalışan, yöneticilerimize cezalar vermeye çalışan. Ve bugün de aynı baskılar devam ediyor ama biz şunu söyleyelim; Bütün bu iktidarlar, bütün bu baskılar tarihin çöplüğünde yerini alırken halk evlerinin 93 yıldır olduğu gibi bugün de dimdik ayakta mücadelesine devam ediyor. Hep birlikte bu mücadeleyi yükseltmeye elbette ki devam edeceğiz.
Şimdi biz bu etkinlikleri düzenlerken aslında 19 Şubat bizim kuruluş yıl dönümümüz. Ankara’da, İstanbul’da ve yurdun çeşitli yerlerinde bu etkinlikleri düzenlerken her gün bir belediyeye kayyum atanıyordu, her gün birileri gözaltına alınıyordu, her gün sokakta mücadele edenler üzerinde baskı artıyordu ve biz mücadeleyi yükseltmeye devam ediyorduk ama bugün geldiğimiz noktada çok daha umutlu, çok daha direngen bir yerde bu kutlamayı yapıyoruz.
Ekrem İmamoğlu, 16 milyonluk bir kentin başkanı, önce diploması iptal edildi, ardından tutuklandı. 16 milyonun nezdinde hepimizin iradesine yapılan bu irade gaspına karşı Türkiye’nin dört bir yanında sokakları, meydanları doldurduk.
Ama sadece irade gaspına karşı değildi meydanları doldurma sebebimiz. Yıllardır yaşamış olduğumuz adaletsizliklere karşı hep birlikte sokakları doldurduk. Kadın erkek eşit değildir diyenlerin karşısında eşitliği savunarak sokakları doldurduk. Yoksullukla, açlıkla, faşizmle bizi yönetmeye çalışanların karşısında özgürlük için, eşitlik için, haklarımız için ve hakkımız olanı almak için sokakları doldurduk. Ve aslında İstanbul’da Beyazıt’ta, bu üniversitede aşılan barikatla birlikte tüm Türkiye’de milyonlarca insan kendi hakları için, bugünü ve geleceği için hep birlikte sokakları doldurdu. İşte tam da böyle bir isyanın evresinde bugün bu buluşmayı gerçekleştiriyoruz.
Yıllardır bizi faşizmle yönetmeye çalışanlar, kendi iktidarını bir isyan bastırma rejimi olarak bugün tahkim etmeye çalışanlar, bunda başarısız olduğunu gördüler.
Geziden korkuyorlardı, gezinin hayaletinden bile korktukları için insanları tutukluyorlar bugün. Bugün çok daha büyük bir isyan dalgısıyla tüm memleketi saran bir direnişle karşı karşıyalar ve Tayyip Erdoğan’ın emin olun ki rüyalarına giriyoruz ve korkulu rüyasıyız sokakta direnenler olarak. Çünkü bizler bir kere hep birlikte özgürlük havasını, o isyanın, o özgürlüğün havasını ciğerlerimizde soluduktan sonra kolay kolay vazgeçmeyiz sevgili dostlar. Yıllarca mücadele ettik ama bugün umut her zamankinden daha fazla dimdik ayakta.
Bugün bu barikatta aslında daha çok görmemiz gereken işçinin sesini, kadınların sesini, emeklilerin sesini gençlerin sesiyle, öğrencilerin, üniversitelerin sesiyle buluşturma vaktidir. Biz yoksulluk altında ezilirken bizim sesimizi duymayanlara bugün en güçlü sesimizi sokaklardan sesleniyoruz. Her zamankinden daha gür, isyan, devrim, özgürlük sloganları; faşizme karşı omuz omuza sloganları memleketin dört bir yanında yankılanıyor.
1 Mayıs’a sayılı günler kaldı, bizler ‘boykot’ dediğimizde tir tir titreyenler, bizler ‘tüketimden gelen gücümüzü kullanacağız’ dediğimizde uykuları kaçanlar, düşünelim bir de ‘üretmiyoruz’ dediğimizde üretimden gelen gücümüzü kullandığımızda nasıl uykuları kaçıyor. İşte tam da böylesi bir günde, 1 Mayıs işçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma gününde hepinizi elbette haklarımız için sokağa, mücadeleye, eyleme davet ediyoruz sevgili dostlar.
93 yıldır faşizmin karşısında Halkevleri var, eşitsizliğin karşısında Halkevleri var, adaletsizliğin karşısında Halkevleri var. Ve biz şuna inanıyoruz; Bizler, kendi kaderini eline alanlar, sokakta mücadele edenler, kendi kaderimizi yeniden yazmak için bu kaderi ezilenlerin lehine, bizi yönetenlerden hesap soracak şekilde, onları alaşağı edecek şekilde ve elbette üretenlerin yönettiği bir ülkeyi hep birlikte kurmak üzere bugün mücadeleyi yükseltiyoruz. Bugün 1 Mayıs’a tam da böylesi bir motivasyonla giriyoruz.
Sizleri son bir kez daha eşitlik için, özgürlük için, adalet için hep birlikte sokaklarda omuz omuza yan yana mücadele etmeye çağırıyoruz. 93 yıldır olduğu gibi ‘Halk saraydan büyüktür’ diyerek, faşizmin karşısında isyan haktır diyerek herkesi isyana, mücadeleye ve hep birlikte güzel günleri kurmaya sokağa davet ediyoruz. Etkinliğimize geldiğiniz için hepinize çok teşekkür ediyorum.
