Ülke tarihinin en kanlı katliamlarından biri olan Maraş aynı zamanda 12 Eylül darbesine gidilen sürecin de en önemli kilometre taşlarından biri oldu. Üzerinden tam 45 yıl geçti. 19 Aralık 1978’de başlayıp, bir hafta süren katliamda resmi rakamlara göre 120, insan hakları örgütlerine göre 500’e yakın insan öldürüldü. Alevi mahallelerini hedef alan katliamda yüzlerce insan da yaralanırken 210 ev ile 70 işyeri de tahrip edildi. Maraş katliamının nasıl organize edildiği ve failleri MHP-Ülkü Ocakları iddianamesinde geniş biçimde yer aldı.
Katliamın sorumluları hakkında başlatılan ve 23 yıl süren yargılamalarda ise çoğunlukla aşırı sağ görüşlü olarak nitelenen toplam 804 kişi hakkında dava açıldı. Sıkıyönetim mahkemelerinde açılan davalar 1991 yılına kadar sürdü. Sanıklardan 29’u idam, 7’si müebbet, 321’i de 1-24 yıl arasında hapis cezalarına çarptırıldı. Katliamda önemli rol oynayan 68 kişiye de ulaşılamadı. Dosya, Yargıtay’ın bozma kararının ardından, 1991’de yeni çıkarılan Terörle Mücadele Yasası’na dayanarak kapatıldı. Sıkıyönetim mahkemesinin aldığı kararlar daha sonra Yargıtay tarafından bozularak, idam kararları uygulanmadı. Süreli ceza alan sanıkların cezaları da 1991 yılında çıkarılan Terörle Mücadele Kanunu (TMK) ile ertelendi ve ardından sanıklar serbest bırakıldı. Katliamın müdahil avukatları Ceyhun Can 10 Eylül 1979’da, Halil Sıtkı Güllüoğlu 3 Şubat 1980’de ve Ahmet Albay 3 Mayıs 1980’de öldürüldü.

Maraş’ta katliam MHP’lilerin bir sinemaya bomba atılması olayının solcuların yaptığı söylentisini kentte yayması ile başladı. Oysa saldırının asıl faili AKP’nin Alevi açılımında dahi rol vermek istediği ülkücü Ökkeş Şendiller olduğu daha sonra mahkeme kayıtlarına bile yansımıştı.
19 Aralık’ta başlayan saldırılar sonrası 21 Aralık’ta Hacı Çolak ve Mustafa Yüzbaşıoğlu adlı TÖB-DER üyesi iki solcu öğretmen, okul çıkışında katledildi.
Bununla yetinmeyen faşistler öğretmenlerin cenaze törenine dahi saldırır, saldırıda ülkücü katiller yalnız değildir. Maraş müftüsü, Alevilere saldırının organizasyonunu yapan isimler arasında yer aldı. Yaşanan vahşetin son noktası 24 Aralık’ta Alevi mahallelerinin otomatik silahlarla taranmasıyla başlar. Maraş tecavüzler, çocukların kurşuna dizilmesi ve daha yüzlerce insanlık dışı olaya sahne oldu.
Olayların büyümesi üzerine o zamanki Kahramanmaraş valisi Tahsin Soylu kente askeri güç gönderilmesini istemiş, ancak talebi uygun görülmemiştir.
Bir hafta süren karşılıklı saldırıları önlemek amacı ile kente, Kayseri ve Gaziantep’ten askeri birlikler gönderildi. Katliamın ardında MİT ve MHP’nin yer aldığı birçok raporda yer aldı ancak tek bir adım dahi atılmadı.

Maraş olayları patlak verdiğinde CHP iktidar, Bülent Ecevit ise başbakandı. Olaydan sonra CHP’nin içişleri bakanı İrfan Özaydınlı yaptığı açıklamada olayların sebebinin sol örgütler olduğunu söyleyerek partisinden büyük tepki aldı. Sonrasında da içişleri bakanlığından istifa etmek zorunda bırakılmış, yerine Hasan Fehmi Güneş getirildi. Bülent Ecevit, olayların kendisini uzun süredir direndiği sıkıyönetim talebine zorlamak için kontrgerillalar tarafından çıkarıldığını bildirdi.
Olaylar nedeniyle Diyarbakır, İzmir, Suriye-İran-Irak gibi sınır boylarını çevreleyen iller de dahil olmak üzere birçok ilde sıkıyönetim ilanı gündeme gelmiş ve 26 Aralık 1978 saat 7.00’den itibaren İstanbul, Ankara, Kahramanmaraş, Adana, Elâzığ, Bingöl, Erzurum, Erzincan, Gaziantep, Kars, Malatya, Sivas ve Şanlıurfa olmak üzere, toplam 13 ilde sıkıyönetim ilan edildi. Daha sonra bu illerin sayısı arttırıldı.
Saldırılar sonucunda resmi verilere göre 150 kişi öldürüldü, 176 kişi yaralandı, Alevilere ait 200’ün üzerinde ev yakıldı. 100’e yakın işyeri tahrip edildi.Resmi olmayan beyanlara göre ise ölü sayısı 500’e yakındır. Şeyh Adil Mezarlığı’nda topluca defnedilen kurbanların defin yerinin tam olarak neresi olduğu ve defin tarihinde dini tören yapılıp yapılmadığı bilinmiyor.









