YEREL SEÇİM ANALİZİ
Ülkemiz 31 Mart 2024 tarihinde yapılacak yerel seçim sürecine girdi. Bundan sonra normal şartlar altında en geç 07 Mayıs 2028 yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimine kadar başkaca bir seçim bulunmuyor. İktidar ve Muhalefet olarak (Cumhur ittifakı, Millet İttifakı, Emek ve Özgürlük İttfakı, Ata İttifakı v.b.)) son üç seçimdir ittifakla seçime gidildiği malumlarınızdır ve önümüzdeki seçime girecek siyasi partilerin bu yönde nasıl tutum takınacakları ve bunun sonucunda yerel yönetimlerin (belediye başkanı, büyükşehir belediye başkanı, belediye meclisi üyesi, il genel meclisi üyeleri, muhtarlar ve ihtiyar heyeti) hangi siyasi ittifaklardan oluşacağı merak konusu.
Son Cumhurbaşkanlığı seçimi sonucunda, “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” olarak adlandırılan, Devletin başı olarak, hükümet kurma ve yürütme yetkisinin Cumhurbaşkanı tarafından yerine getirildiği merkezden yönetim hakkını, Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP), Milliyetçi Hareket Partisi (MHP), Büyük Birlik Partisi (BBP), Yeniden Refah Partisi’nin(YRP) oluşturduğu, dışarıdan ise Demokratik Sol Parti (DSP) ve Hüda-Par’ın destek verdiği “Cumhur İttifakı” oluşumu kazanmıştır.
Siyasi partilerin ittifaklar konusunda kamuoyuna yansıyan son durumu aşağıda özetlenmiştir; Buna göre,
Cumhur İttifakı’nın ana bileşenleri olan Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) ve Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) geçmişte olduğu gibi, önümüzdeki yerel seçimde de işbirliklerini devam ettirerek, genel seçimlerdeki başarılarını yerele de taşıma kararlılığında. Mevcut kazanımlarını koruyarak, özellikle İstanbul, Ankara başta olmak üzere bir önceki yerel seçimde muhalefete geçen belediyeleri geri alma hesapları yapıyor. Özellikle küçük oy farklarıyla veya kendi ittifaklarının her birinin aynı bölgede aday göstermesi nedeniyle kaybettikleri belediye başkanlıklarını kazanmak için ilçeleri de kapsayacak ayrıntılı bir çalışma yapmaktadır.
Millet ittifakı’nın ana bileşenleri olan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve İyi Parti, yanı sıra son Cumhurbaşkanlığı seçiminde altılı masa olarak nitelendirilen bu ittfakın diğer bileşenleri olan Demokrat Parti (DP), Saadet Partisi (SP), Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA), Gelecek Partisi (GP) ise çok muğlak bir tavır sergilemekte. CHP’nin ittifakı devam ettirerek bir önceki yerel seçimdeki gibi bir oluşumu sağlamak amacıyla girişimlerini sürdürse de, İyi parti’nin komuoyuna yansıyan parti içi sorunları bir tarafa, parti yönetiminin her yerde kendi adayları ile seçime girme kararı aldı ve hatta bazı illerde adaylarını dahi açıkladı. Ayrıca, Cumhurbaşkanlığı seçim anı ve sonrasında özellikle, İYİ Parti Liderinin ittifak masasından kalkması, sonrasında şartlı olarak devamı…, İyi Parti yetkililerinin Cumhurbaşkanlığı seçimindeki başarısızlığın nedeni olarak CHP’ni işaret ederek kendilerinin 2019 yerel seçimlerinde bir çok yerde fedakarlık yaptıkları v.b. beyanları, ittifaklarında özellikle seçmen tabanında kırılganlığa yol açmaktadır.
Seçimlerin önemli bir unsuru olan Yeşil Sol Parti ise 2019 Yerel Seçimlerinde (HDP) özellikle Batı bölgelerinde aday göstermeyerek CHP adaylarına destek vermiş, 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de seçmenini Millet ittifakı adayını desteklemeye yönlendirmiş olmakla birlikte Millet İttifakının diğer esaslı bileşenleri gibi, ittifak konusunda net bir kurumsal açıklama henüz yapmamıştır. Şu anda kamuoyuna yansıyan demeç ve eylemlerden Yeşil Sol Parti’nin her bir seçim bölgesinde kendi adayları ile seçime gitmek, özellikle 2019 yerel seçimlerinde kazanmasına rağmen kayyum atanan belediyeleri yeniden kazanmak arzuları ön plana çıkmaktadır. Ancak, doğu illerine göre nisbeten oy sayılarının az veya aday göstermeleri halinde kazanma ihtimallerinin düşük olduğu seçim bölgelerinde (İstanbul, İzmir gibi) aday temelli işbirliklerine kapalı olmadıkları kamuoyuna yansımaktadır.
Cumhur ittifakı için, gerek ittifakın oluşumu, gerekse aday belirleme konusunda herhangi bir sorun gözükmemektedir. Ortak aday belirleme veya ittifak ortağı diğer adayı destekleme dahil, mutlak kazanmak odaklı çalışmaya başlayarak, daha şimdiden, özellikle CHP’nin bu seçimde öne süreceği popüler aday imgesine karşılık “Hizmet Belediyeciliği” vurgusu ile politika üreteceği bilinmektedir.
Yukarıda ifade etmeye çalıştığımız hususlar çerçevesinde, Mart 2023 tarihinde yapılacak Yerel Seçimlerde sonuç ne Olur? Oy dağılımı itibariyle Ülkemizde bugünkü Siyasi Konjonktürü Cumhur İttifakı, Millet İttifakı, Emek ve Özgürlük İttifakı, Ata İttifakı gibi çok bloklu bir yapı şeklinde değerlendirdiğimizde, seçime katılacak siyasi partiler mezkur ittifaklar içinde mi yer alarak başarı elde edilebilir? Bağımsız hareket ederek mi? Ya da kısmen ortak aday belirlemek ya da bir başka partinin/ittifakın adayını desteklemek suretiyle mi?
Bu sorulara karşılık Ülkemiz nüfusunun yaklaşık % 80’ninin yaşadığı, büyükşehir niteliğinde olan 30 ilimizin daha önceki seçim sonuçlarının değerlendirildiği aşağıdaki grafik tablolardan yararlanarak, 31 Mart 2023 tarihinde yapılacak olan yerel seçimlerin OLASI sonucuna dair bir simülasyon yapabiliriz.
Tablo 1. 2014 yılında yapılan yerel seçimlerde siyasi partilerin bizzat almış oldukları oy yüzdelerini göstermektedir(bu tarihte henüz seçim sonucunu doğrudan etkileyen ittifaklar söz konusu değildir); Buna göre Adalet ve Kalkınma Partisi İstanbul, Ankara, Antalya, Adana, Kocaeli, Balıkesir, Bursa, Denizli, Gaziantep, Manisa, Samsun, Trabzon, Erzurum, Kahramanmaraş, Kayseri, Konya, Malatya, Ordu, Sakarya, Ş.Urfa da, Cumhuriyet Halk Partisi İzmir, Aydın, Eskişehir, Muğla, Tekirdağ da, Halkın Demokrasi partisi ise Diyarbakır, Mardin, Van’da en fazla oy yüzdesine sahip olmuştur.
2019 yılında yapılan yerel seçimlerde aleni ve/veya zımni olarak partilerin kısmen veya tamamen destek vererek / içinde yer alarak oluşturduğu ittifakların oy yüzdelerini gösteren Tablo 2. ye göre ise Cumhur İttifakı Kocaeli, Balıkesir, Bursa, Denizli, Gaziantep, Manisa, Samsun, Trabzon, Erzurum, Kahramanmaraş, Kayseri, Konya, Malatya. Ordu, Sakarya, Ş.Urfa illerinde yerel seçimleri açık ara kazanmış olmakla birlikte İstanbul, Ankara, Antalya, Adana, Mersin de seçimleri kaybetmiştir. Cumhur ittifakının söz konusu illerdeki kaybının, diğer bir ifade ile Millet ittifakının kazanmasının ana sebebi Millet İttifakı oluşumu ile Halkın Demokrasi Partisinin (Yeşil Sol Parti) zımnen, dışarıdan desteğidir.
Bu veriler ışığında ve yukarıda değinildiği üzere, Cumhur ittifakının devam ederek yerel seçimlere bu şekilde gidecekleri beyanına karşılık, Millet İttifakı tarafında yaşanan belirsizlik ve bizzat her partinin kendi adayları ile seçime girme söylemleri doğrultusunda, önümüzdeki yerel seçim sonucunda karşılaşılacak durum, şimdiden blok oluşturmuş Cumhur ittifakı ile bu ittifakın dışındaki partilerin Mayıs 2023 tarihinde ki genel seçimde bizzat aldıkları oy yüzdelerine göre hazırlanan aşağıdaki Tablo 3. ışığında cevabını bulacaktır.
Buna göre tek başına seçime girecek Cumhuriyet Halk Partisi’nin analize konu İllerden sadece İzmir ve Muğla’da seçimi kazanabilme şansına sahip olabileceği, Yeşil Sol Parti’nin Diyarbakır, Mardin ve Van’da kazanabilme durumunda olabileceği, diğer tüm illerdeki seçimi ise Cumhur ittifakının kazanma olasılığının çok fazla olduğu gün gibi aşikardır.
Cumhur ittifakı karşısında özellikle bugün itibariyle Millet İttifakı içinde yer alan partilerin herhangi bir ittifak içerisinde olmaksızın, bizzat kendi adayları ile seçime girmeleri halinde başarı kazanamayacakları gibi, mevcut kazanımlarını da çok büyük olasılıkla kaybedebilecekleri yorumunu destekleyen hususu Tablo 4 ve Tablo 5’in incelenmesinde görebiliriz.
Tablo 4’e göre Adalet ve Kalkınma Partisi gerek bizzat, gerekse içinde bulunduğu ittifakla 2014 yılından itibaren tüm seçimlerde birinci parti olmuş, hiçbir ilde önemli bir oy kaybı yaşamamıştır.
Tablo 5’deki veriye göre yine, her girdiği seçimde lideri olduğu partiden daha fazla sempatisi ve oy potansiyeli olan, Cumhurbaşkanlığı seçimleri dahil tüm seçimlerde hemen hemen hiçbir ilde önemli bir oy kaybı olmaksızın, istikrarlı bir oy oranına sahip Sayın R.T. Erdoğan’ın, özellikle İstanbul ve Ankara’da seçimlere doğrudan katkı vereceği beklentisini de göz önünde bulundurmak gerekir.
Belki önümüzdeki seçimlere dair, ülkemizin içinde bulunduğu hayat pahalılığı, enflasyon, kur artışları, işsizlik, mülteci/sığınmacı sorunu, yetişmiş, nitelikli insanlarımızın yurt dışında çalışma istekleri, hukuk sistemimizdeki deformasyon ve benzeri bir çok sorun karşısında Cumhur ittifakının yıpranmış bir şekilde seçime girerek oy kaybı yaşayacağı düşünülebilir; Ancak, hemen belirtmem gerekir ki anılan sorunlar özellikle son 10 yıldır kronik olmakla birlikte, aşağıdaki tablodan (İttifaka dahil olan/olabilecek partiler ile bağımsız hareket eden partilerin da görülebileceği üzere, Adalet ve Kalkınma Partisi ve yer aldığı ittifak ile her yapılan seçimde en fazla oy alan parti olmuştur. Ayrıca, seçime 3 ay kala özellikle sabit gelirli kamu çalışanı, emekli, işçi, dul ve yetimler ile asgari ücretlere Ocak 2024 tarihinde yapılacak (o tarihe kadar ertelenmişti) iyileştirmeler de Cumhur ittifakı açısından artı bir kazanım olacaktır.
Sonuç itibariyle “Millet ittifakı” olarak tanımlanan blok içerisinde yer alan partilerin, “Cumhur ittifakı” karşısında bizzat kendi adayları ile ya da ortak bir adayı etrafında birleşmeksizin katılacakları yerel seçimde, büyük bir hezimetle karşılaşacakları kaçınılmazdır. Dolayısıyla, Muhalefet partileri seçim stratejilerini buna göre oluşturmalıdır.