SOSYALİST SORULAR
Dünya üzerindeki gelinen durum, kapitalist ve emperyalist düzenin sürekli değişim içinde olup kendisini evrimleştirmesidir. Emperyalizm ve kapitalizm gelişimi, sanayileşmeyi, dijital devrimi arkasına alarak sürekli ilerlemektedir. Mevcut durumun korunması için kapitalistler tarafından gereken her şey yapılmaktadır. Günümüzde iletişim teknolojilerindeki hızlı ilerlemeler yeni medya, internet, sosyal medya, sosyal ağlar, sanal dünya gibi pek çok yeni kavramın medya literatürüne girmesine yol açmıştır. Bu yeni oluşumlar sosyolojik, kültürel ve ekonomik alanda da değişim ve dönüşümleri beraberinde getirmiştir. Lev Manovich, iletişim teknolojilerindeki değişimlerin toplumsal ve ekonomik süreçlerle paralel ilerlemesini toplumsal değişmeyle ilişkilendirirken; Dan Schiller ise yeni medyanın getirdiği yeni düzeni ‘dijital kapitalizm’ kavramıyla açıklamaktadır. Günümüzde yeni medya teknolojileriyle kurulan ağlar sayesinde yeni ekonomik alanların da ortaya çıktığını, internetin sermaye tarafından etkili bir şekilde kullanıldığını ve sanal dünyanın her alanına kapitalist mantığın yayıldığını görmekteyiz. Bu gözlemler bana ait değildir. Bunları ortaya koyanlar alanında uzman olan kişilerdir. Günümüz kapitalizmi kendi canavarını tam anlamı ile evrimleştirmiştir. Boynuna da tasma olarak dijital kapitalizmi takmıştır. Kapitalizmin yeni hali ile kuşandığı yeni silahlara karşı yeni saldırı silahları bulup ortaya çıkartmak sosyalistlerin işidir. Bu aşamada sosyalist kesim ne yapmaktadır? Acı ama gerçek olan ortadadır. 106 yıl önce ortaya koyulanların etrafında oturup sonu olmayan tartışmalar yapmaktadır. 106 yıldır tartışmalar sonlanamamıştır. Bunun kılıfı ise ne yazık ki doğru değerlendirilip anlaşılamayan diyalektik materyalizmdir. Değişim ile durağanlık sosyalist cephede iç içe geçmiş durumdadır. Sosyalist düşünceler kendi içinde bütünlük sağlamak bir yana tam tarifi ile bin parçaya bölünmüştür. Kapitalist ve emperyalist sistem ne kadar bütünlük içindeyse sosyalizm o kadar bölünmüştür. Sosyalizme ezbere ve kalıpçı yaklaşımlar içinde bulunmamız, yeterince derin ve eleştirici olmamamız bu bölünmenin nedenidir. Sürekli ortaya koyulan eskinin ezberciliği olmuştur. Yorum ve değişim talepleri ihanet sayılmıştır. Bu ihanet söylemlerinden en çok nasiplenen tarafta Troçkistler olmuştur. Sosyalizm ilk aşamada Lenin-Stalin taraftarları ile Troçkistler olmak üzere iki kutup olarak ayrılmış. Bu iki kutup sonra içinde onlarca ayrı parçaya bölünmüştür.
Bugüne kadar, Marksizm üzerine yapılan yorumları sırf tasnif etmek bile ciltler tutar. Bunlar eskinin soba başı tartışmalarının ürünüdür. Dönem farklılaşmıştır. Tüm bu bilgilerin hedef kitle olan emekçilere ve halka anlatılması ve doğru aktarılması gerekmektedir. Senin anlatımının doğrulunun sınaması için emekçinin elindeki telefon ile internete girmesi yeterlidir. Senin anlattıklarının on katı bilgiye ulaşması için dijital çağı tanımı ile bir ‘’tık’’ yetmektedir. Doğru ve hızlı bilgilendirme çağımızın gerekliliğidir. Dijital kapitalizm ve dijital faşizm pusuda değil tam aksine her alanda karşındadır. Artık kendini saklamak şöyle dursun, senin her hatanda karşında olmak için çalışmaktadır. Bu söylediklerimden sosyalizmi inkar ettiğim fikri ortaya çıkmasın. Sosyalizmin inkarı bizim fikirlerimizden uzaktır. Tam tersi bizim için esas olan sosyalizmin güçlenip gelişmesidir. Ancak günümüzde ortada olan, sosyalizm teorisinin geliştirilmesine yeterince özen gösterilmemesidir. Sosyalistler tarafından yapılacak olan eskinin verilerini işlemek ve derinleştirmek, gelecek günlerin ışığı olması için çalışmaktır. Sosyalist için amaç tüm olandır. Halkın belli kısmın refahını sağlamaya yönelik çalışma kapitalist düzenin ‘’refah toplumu’’ yaklaşımı ile aynıdır. Sosyalist olmak çok renkli olmayı gerektirir. Bu renklilik düşüncede ve yaşamda olmalıdır. Yengeç hikayesinde olduğu gibi önden giden anne doğru yürür ise arkadan gelen yavru yengeç de onu taklit ederek doğru yürümeyi öğrenir.
Günümüz sosyalist ve solcularının partilerinde yapısal bozulmalar hız kesmeden devam etmektedir. En kötü olanda sınıfsal ayrılık içine düşülmesidir. Hatta kimi sosyalistler solcu olmayı, kimi solcu gruplar da sosyalist olmayı kabul etmemektedir. Matruşka bebekleri gibi sosyalist ve solcu partiler kendi içlerinden yeni partiler çıkartmaktadır. İsimler, tüzükler, hedef kitle, hedef hepsinde aynıdır. Sosyalist ve solcuların hedefi işçi sınıfı içerisinde örgütlenmek, sosyalizm veya solcu düşünceyi yayarak iktidarı ele geçirmektir. Sınıftan, sosyalizmden, iktidarı ele geçirme fikrinden uzaklaşmak, dünün tüm değerlerinin inkarı demektir. Bu kabul edilemez. Her ne olursa olsun kendini sosyalist ya da solcu olarak tanımlayıp bu yolda çaba gösteren tüm bireyler önemsenmelidir. Bu birey Marx’ı, Lenin’i, Engels’i, Troçki’yi vd. bilmeyebilir. Bunları bilip bilmemesi ile bireyi değerlendirmek çok büyük yanlıştır. Tam anlamıyla sosyalist yoksunluktur. Hiçbir sosyalist diğer bir sosyalisti değerlendirme hakkına sahip değildir. Eleştirmek ayrı, değerlendirmek ayrıdır. Ayrımı bilmeden yapılan başlı başına kötülüktür. Sosyalist kendi bildiği ya da öğrendiği ile bir sonuca varmaz. Parti içinde bulunduğu mevki ile seni kıyaslayamaz. Bir parti yönetici her ne şekilde olursa olsun üyesini küçümseyemez. Üye olana ‘’Bak ben buyum ama seninle ilgileniyorum bu senin için büyük nimet’’ tavrı takınamaz. Bu tavırlar ile Bolşevik Devrimini çökme noktasına getiren Stalin zihniyeti aynıdır. Bunlarla sosyalist parti yönetilemez. Lenin’in fikirleri değer olarak yadsınamaz. Ancak günümüz şartlarına göre değiştirilmez ise o zamanın fikirleri günümüze uymaz. Bolşevik Devrimin hataları üzerine günümüz siyaseti kurulamaz. Sürekli değişim, sürekli gelişim, sürekli devrim bana göre sosyalist olmanın ve sosyalist olarak yaşamanın gereğidir. Sosyalizm başlı başına bir sentezdir. Kimsenin kişisel malı ya da fikri değildir. Gerisi kusura bakmayın ama boş laftır.
Diğer köşede buluşmak üzere…