UYKU, DÜŞ, KABUS
Yunan mitolojisinin gece tanrısı Nyx ikiz çocuk doğurur. Bunlardan biri ölüm ve diğeri de uyku tanrılarıdır. Thanatos ölümün tanrısı, Hypnos da uykunun tanrısıdır. Sonra Hypnosun bir oğlu olur Morpheus düşler tanrısı. Morpheusun annesi dinlenmenin tanrıçası Pasithea’dır. Ölüm her daim var olandır. Ancak gecenin çocuğu Hypnos oğlu Morpheus ile insanları yalancı ölüme yatırır, her akşam. Yalancı ölümü vaz geçilmez kılmak içinde oğlu Morpheusun düşlerini kullanır. Amacı kardeşin Thanatosun gazabından korumaktır insanları. Thanatos annesi Nyx bahşettiği gecede gelirmiş insanları öldürmek ve ruhlarını ölüler diyarına götürmek için. Bunu bilen Hypnos uyku ile kandırırmış kardeşini. İnsanların gece uyuması bu şekilde anlatılır Yunan mitolojisinde. Gerçek yaşamda ise olan ışığa duyulan özlemdir. İnsanlar karanlığı sevmez. Ancak gece güneş yoktur. Güneşe ulaşmanın en kolay yolu uyumaktır. Uyunduğun da zaman çok çabuk geçer. Sabah ile ilk kavuşulan güneştir. Düşler tanrısı Morpheus iki kardeşi vardır. Biri Phobetor, diğeriyse Phantasos’dur. Phobetor kabus, Phantasos ise fantastik rüyalar gördürür.
Psikolojideki derin uyku adını tanrı Hypnosdan alır. Morfin adını Morpheus’tan, fobi dediğimiz nedensiz korkular adını kabus görmeye neden olan tanrı Phobetor’dan, fantezi kelimeside Phantasos’dan gelir. Yunan mitoloji yüzlerce yılın birikimidir. Bunu tek kişi yazmamıştır. Toplum kültürünü kendi akışı içinde oluşturmuştur. Yunan mitolojisi Dünyamızın bir çok toplumunu etkilemiştir. Özellikle tıp ve sanat baştan sona Yunan mitolojisinin tanrıları ve tanrıçaları ile adlandırılmış nice olgulara sahiptir. Uyku yaşamın vazgeçilmezidir. İnsan beyni için vazgeçilmezin süsü düşlerdir. Rüya olarak tanımlanan düş, bazen uyanık olduğumuzda da talep ettiğimiz bir şeydir. Düşlere dalmak, düş görmek, düşünde görmek vb. bir çok kelime güncel hayatımızın içinde kullanılmaktadır. Bunların dışında birde mecaz anlamı vardır uykunun. Genelde uyutmak deriz biz buna. Biri bir başkasına hissettirmeden bir şey yaparsa; ‘’Enayi uyudu’’ derler. Son geldiğimiz noktada koca bir toplum olarak uyutuluyoruz. Verilen morfinin haddi hesabı yok. Aptal kutularının karşısında hepimiz hipnotize olmuş durumdayız. Milletin altın varaklı kahve yudumlamasını seyrediyoruz. Düşler aleminde kendi fantezi dünyamızı kuruyoruz. Sonrasında ise kabuslarla, kara basanlarla uyanıyoruz. Bir çoğumuz uyanamıyor bile. Son dönemde haberlerin bir çoğu para ve para aklama üzerine. Ne oldu? Ne değişti? Bunlar niye bir anda ortaya saçıldı? Yoksa bunlarda mı düş? Bu sorunların cevabı için tek bir kelime yeter. UYUTULUYORUZ.
Öyle böyle bir uyuma değil ortadaki. Bildiğin morfinden hepimiz uçtuk. Düşler aleminden gerçeğe dönemiyoruz. Olanları şöyle bir sıralayalım;
Polat Ailesi ve yancıları: 500 Milyar lira para söz konusu. Kimsenin bu paranın nereden geldiği hakkında bilgisi yok. Kimsede bu soruyu sormuyor. Soranlar ise susturuluyor. Mecliste soru önergesi veriliyor. İktidarca ret ediliyor. Kimse dönüp oy verdiğine hesap sormuyor. Tek dertleri Dilan hamilemi, hapiste üşür mü? Yok daha neler. Ananın örekesi !!!!
Kıvanç ve Beril Talu: Ortada olan 100 milyon lira. Arka planda milyarlardan söz ediliyor. Uyduruk bir iki video ile bu para toplanmış. Sonrası yine aynı düzen. Saadet zincir. Paralar ve yapan ortada yok. Yine kimse soru sormuyor, hesap sormuyor. Ballı çörek misali. Ye babam ye !!!!
Seçil Erzan ve Futbol Takımı: Ortada sözü geçen paranın miktarı yanlış okumadıysam ya da haberde bir abartı yoksa 250 Milyon dolar. İşin diğerlerine göre vahameti çok daha büyük. Ortak nokta yine ortada dönen saadet zinciri. Hesap soranda yok, hesap verende. Takım şampiyon olmuşta bizim haberimiz yok !!!!
Bunlar gündem olan örnekler. Asıl sıkıntı bunların ortada olmasına rağmen kimsenin görmemesi ya da farkına varmamasıdır. Diğer bir gerçekse, arka planda bu rakamların kat be kat fazlasının döndürülüyor olmasıdır. Bir insanın cebinde kayıtsız 15 milyon dolar ne gezer? Bunu bir Allah’ın kulu sormuyor. Sıkıntı ne? Yazık dolandırılmış. Vah vah vah. Be kardeşim adamın cebinde kayıtsız 15 milyon dolar var bunu birine hiçbir güvence almadan vermekte hiçbir sakınca görmüyor. Bu rahatlığının sebebi ne? Bu paranın geride kalan miktarı ne kadar ki bu şahıs bu kadar rahat. Diğerleri ile ortada gezen rakam 250 milyon dolar. Bu nasıl bir para ve nerden geldi? Bu insanlar bu parayı nereden nasıl kazandı? Gelir beyanları var mı? Bu soruların hiç birine cevap yok. Böyle bir para kazanmak için masraflar, vergiler, ana para birlikte ticari işlem hacminin 1 milyar doların üzerinde olması gerekiyor. Bu üç aşağı beş yukarı böyle. Ama söz konusu para ticari kazanç değil, biriktirerek toplanacak bir para da değil. Bu ülke insanlarının %95’nin cebinde bırakın milyon doları 1000 dolar nakit bulamazsınız. Bu para nasıl kazanılmış nereden kazanılmış? İktidara öğretseler de, kazanıp tüm ülkeye refah getirse. Tüm bu düzen içinde dönen para ve miktarı normal insanın aklına zarar. Bu noktada iktidarımız, olmadık uydurma gündemlerle bizi derin komada uyutmaktadır. Her geçen gün morfinin dozu artmaktadır. Ancak bünyenin bu kadar baskı altında ne kadar daha uykuda kalıp, sağlıklı olacağı meçhuldür. Suni gündemlerden vaz geçmediğimiz sürece arka cenahımıza yediğimiz şırınganın farkına varmayacağız. Uyku ile süren hayatımızdan uyandığımızda tek yaşanacağın kabus olmasını diliyorum. Kalan tek umudum yaşanacak bir Ülkemizin olmasıdır. Hepinize bol düşlü uykular.
Diğer köşede buluşmak üzere…