Ankara Gar Katliamı’nda yaşamını yitiren Ziya Saygın, Sivas Merkez Düzova Köyü’nde mezarı başında anıldı.

Sivas Emek ve Demokrasi Güçleri‘nin katıldığı anma programında, katliamda yaşamını yitirenler için saygı duruşunda bulunuldu. Yapılan konuşmalarda barış talepleri vurgulandı ve katledilenler saygıyla anıldı.

Eğitim-Sen, Halkevi, SES, BTS, Hacıbektaş Veli Kültür Vakfı, SOL Parti, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği, EMEP ve Emek ve Demokrasi Derneği‘nin katılımıyla Ankara Tren Garı Katliamı’nda yaşamını yitirenler için Cumhuriyet Meydanı‘nda basın açıklaması gerçekleştirildi. Sivas Halkevi‘nden Adnan Yılmaz‘ın okuduğu basın açıklamasında, “Dönemin en görkemli barış çağrısı, cihatçı terör örgütü IŞİD tarafından kana bulanmış, her bölgeden, her yaştan; koşarak Ankara’ya gelen barış güvercinlerinden 103’ü katledilmiştir.” ifadeleri kullanıldı.

Dönemin başbakanının, anketlerde oy oranlarının yükseldiğini de söyleyerek bu tür katliamlar karşısındaki takındığı gerçek tavrı hatırlatan Yılmaz, geçen 10 yıl boyunca barışa ve bir arada yaşama kültürüne dair, siyasi erk tarafından hiçbir ciddi adım atılmadığını ekledi.
Açıklamanın tamamı şöyle:
Küresel güç odaklarının, her türlüsünün özgürce faaliyet alanı bulduğu ve nihai hedeflerine ulaşma uğruna, taşeron örgütler eliyle oluk oluk kan akıttığı Ortadoğu coğrafyasının katliamlar tarihinde, zifiri karanlık bir sayfadır 10 Ekim Ankara Gar Katliamı. Bundan tam 10 yıl önce, sınırlarımız içinde ve dışında devam eden çatışmalı sürecin sonlandırılması talebiyle ve bölge halklarının nihai kardeşleşmesi adına çok sayıda siyasi parti, sivil toplum örgütü ve sendikanın destek verdiği, üyelerinin fiilen katıldığı, dönemin en görkemli barış çağrısı, cihatçı terör örgütü IŞİD tarafından kana bulanmış, her bölgeden, her yaştan; koşarak Ankara’ya gelen barış güvercinlerinden 103’ü katledilmiştir. Dönemin siyasi iktidarı, apar topar üç günlük yas ilan etmiş, ama aynı günlerde yapılan siyasi anketlerde oy oranlarının yükseldiğini de söyleyerek; bu tür katliamlar karşısındaki takındığı gerçek tavrını da ortaya koymuştur.
Geçen 10 yıl boyunca, barışa ve bir arada yaşama kültürüne dair, siyasi erk tarafından hiçbir ciddi adım atılmadığı için, bu topraklarda barışa olan ihtiyaç zemini, hiç olmadığı kadar genişlemiştir. Her biri kendi döneminin toplumsal kırılma noktalarından olan ve Maraş’tan Sivas’a, Roboski’den Suruç’a uzanan katliamlar ve kitlesel kıyımlar, halkın barışa olan özlemini zerre kadar sarsmamış, barış artık bizler için bir zorunluluğa dönüşmüştür. Bu katliamlar sonrası yaratılan hasarın tamiri için çaba gösteren herkesi, dikkatli hareket etmeye ve eşit yurttaşlık temeli dışında hiçbir arayışa meydan vermemeye davet ediyoruz. Eşit yurttaşlığı dışlayan tekci anlayışın ne ülkemizde, ne bölgemizde, ne de dünyada bir karşılığı yoktur. Bugün Suriye’nin Lazkiye, Tartur ve Suveyda bölgelerinde sürdürülen katliamlar, aynı tekçi anlayışın ürünüdür.
Bu anlamda, TBMM çatısı altında kurulan ve mecliste temsil edilen partilerden birisi hariç, tümünün temsili ile oluşan, Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun çalışmalarını önemsiyor ve nihai sonuca ulaşıncaya kadar, bütün kesimlerin azami katkıyı sunmasının önemli olduğunu savunuyoruz.
Dün olduğu gibi, bugün ve yarın da; tüm halkların, kendi iradesi ve öz bilinci ile, barış iklimini inşa etme yolunda dayanışma ile hareket etmesi son derece kıymetlidir. Bu kapsamda, Başta Türkiye halkları olmak üzere; Filistin’de, Suriye’de, Yemen’de, Irak’ta, Lübnan’da veya dünyanın başka herhangi bir yerinde, hangi dinden, hangi etnik kimlikten olursa olsun, hiçbir halkın; kan, gözyaşı, inkar ve imhaya dayalı politik manevraları, asla ve kesinlikle kabul etmeyeceğini, kendilerine dayatılan katliamcı siyasi yaklaşımların ve küresel kıyım operasyonlarının birer paydası olmayacağını haykırıyoruz ve 10 yıl önce bugün Ankara Gar Meydanında gerçekleşen katliamda canımızdan koparılan yoldaşlarımızı bir defa daha saygıyla anıyoruz.