Erzincan’da 13 Şubat’ta Anagold Madencilik tarafından işletilen Çöpler Altın Madeni’nde liç yığının kayması sonucu toprak altında kalan işçilere ilişkin gelişmeler sürüyor.
ANKA’nın aktardığına göre, İliç ilçesinde faaliyet yürüten maden ocağında, liç kaymasından 114 gün sonra bugün 3 işçinin daha cansız bedenine ulaşıldı.
Böylece çökmenin yaşandığı ilk andan itibaren toprak altında kalan 9 işçiden 8’inin cansız bedenine ulaşılmış oldu.
İşçilerin kimlik bilgisinin DNA testi sonucunda belirleneceği belirtildi.
FACİA GÖZ GÖRE GÖRE GELDİ!
Erzincan’da 13 Şubat’ta Çöpler Altın Madeni’nde meydana gelen çökme sırasında 9 işçi toprak altında kalmıştı.
Yaşanan felaketin ardından madenin Kanadalı ortağı SSR Mining yaptığı açıklamada, maden faaliyetinin durdurulduğunu duyurmuştu. Şirket yığın linç tabanında büyük bir kayma yaşandığını ifade etmişti.
Anagold Madencilik’in yüzde 80’i daha önce vergi borcu silinen Kanadalı altın maden şirketi Alacer Gold’a, yüzde 20’si ise Çalık Grubu bünyesinde bulunan Lidya Madencilik’e ait.
Şirket, daha önce bu madendeki siyanür sızıntısı nedeniyle ceza almış, siyanür borusunun patlamasına ilişkin Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne şirket hakkında dava açılmıştı.
Öte yandan 31 Mart yerel seçimlerinden iktidarın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı gösterdiği eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un bakanlık yaptığı dönemde, söz konusu altın madenine “ÇED olumlu ve 2. Kapasite Artışı” iznini verdiği ortaya çıkmıştı.
Faciaya ilişkin hazırlanan bilirkişi raporunda, proje yönetim mekanizmasının doğru ve işler şekilde sürdürülmediği, maden alanındaki uyarı sisteminin de yetersiz olduğu kanaatine varıldığı belirtilmişti.
Soruşturma kapsamında tutuklanan 6 kişi ise ifadelerinde, Anagold’un gerekli iki radarı ve iki robotik cihazı almadığını söylemişti.
Mühendis Şenol Demir, olayın olduğu gün öncesine kadar tedbir alınmadığını ifade etmişti. Toprak kaymasından saatler önce alanda çatlaklar görüldüğü bilgisi de, zanlılardan bazılarının ifadelerinde yer almıştı. Kanadalı Jain Ronald Gulle ise, “Olay günü sahaya çıktığımda küçük çatlaklar gördük. En büyük çatlak 6 santim büyüklüğündeydi” demişti.