Sivas’ın Yıldızeli ilçesine bağlı Avcıpınarı köyünde maden sahasına “ÇED gerekli değildir” kararı verilmesinin ardından, geçimini tarım ve hayvancılıktan sağlayan Avcıpınarı halkı, maden sahası için yürütmeyi durdurma talebiyle dava açtı.
TANAP Doğalgaz Boru Hattı’nın geçtiği ve 1’inci Derece Arkeolojik Sit Alanı yakınında olan ve içinde meranın da olduğu köyde, maden için patlatmaların yapılacağı ve topraktan çıkacak asbestin kansere yol açacağından endişe duyuluyor.
Geçimini tarım ve hayvancılıktan sağlayan ve üzerinde meranın da yer aldığı köy arazisi, TANAP Doğalgaz Boru Hattı’na 215 metre, 1. Derece Arkeolojik Sit Alanı özelliği bulunan eski Ermeni yerleşimi olan ve “Kilise Tepesi”ne 380 metre uzaklıkta bulunuyor. Ruhsat alanı içinde Kızılırmak’ı besleyen Özdere Deresi ve yan kollarından Kenözü Deresi, Alıçlık Deresi ve isimsiz kuru dereler ile pınarlar da bulunuyor.


Avcıpınarı’na komşu Sandal ve Kavak köylerini de çok yakından ilgilendiren ve “AVC Anatolis Resources Mad. San. Tic. A.Ş’nin projesi olan tesis “Kompleks Cevher Ocağı ve Cevher Zenginleştirme Tesisi ile Maden Atık Depolama Tesisi” adını taşıyor. Tanıtım dosyasına göre tesis, Avcıpınar Köyü’nün 1.192 hektar sahasının 22,96 hektarında 2 bin 600 ton/yıl kapasite ve patlatmasız açık işletme yöntemi ile ayrıca 25 hektarlık bölümünde 200 bin ton/yıl kapasite ile yeraltı işletmesi yöntemi ile olmak üzere 2 milyon 800 bin ton/yıl maden ocağı ve 70 bin 313 ton/yıl konsantre cevher tesisi yapılması planlanıyor. Projede Altın (Au), Kurşun (Pb), Çinko (Zn), Bakır (Cu) ve Gümüş (Ag) bulunurken cevher üretimi açık ve yeraltı işletme yöntemleriyle gerçekleştirilecek ve açık işletme sahasında malzeme iş makineleri ile alınacak, yeraltında ise dinamitlerle patlatmalar yapılacak.

KÖYLÜLER KONUYU MAHKEMEYE TAŞIDI
Konuyla ilgili köylülerin avukatı Nazan Türkdoğan, yürütmeyi durdurma talebiyle Sivas İdare Mahkemesi‘nde dava açtı.
05 Mart 2024 tarihli duruşmada Avcıpınarı’nın tarım ve hayvancılıktan başka geliri olmayan köylüleri ve avukat Nazan Türkdoğan; maden sahasında yapılacak kazı ve patlatmalar nedeniyle oluşacak asbestin kanser rahatsızlıklarına yol açacağından, tarım ve hayvancılık faaliyetlerine zarar vereceğinden büyük endişe duyduklarını dile getirmişti. Duruşmada, kararın taraflara daha sonra yazılı olarak iletileceği bildirilmişti.

MAHKEME TALANA DUR DEDİ!
Sivas İdere Mahkemesi taraflara gönderdiği kararda, “Dava konusu yer açısından planlanan projenin uygulanmasının risk teşkil edeceği anlaşıldığından eksik değerlendirmeye dayalı proje tanıtım dosyasına dayanılarak düzenlenen dava konusu “ÇED Gerekli Değildir” kararında, belirtilen yönlerden hukuka uyarlık bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.” dedi.
Kararda, Jeolojik değerlendirmelerin ilgili mevzuat ve bilimsel esaslara göre kabul edilebilir düzeyde olmadığına, biyolojik yönden ise bölgede yayılış gösteren endemik türün bulunması ilgili coğrafyada, kendi habitatlarında ulusal politika ve çıkarların ötesinde, uluslararası sözleşmeler gereği korunmak zorunda olduğu vurgulandı.
Sivas İdere Mahkemesi‘nin karar metni şu şekilde,
Jeolojik değerlendirmelerin yeterli olmadığı ve projenin çevre üzerindeki olumsuz etkilerinin alınacak önlemler sonucunda ilgili mevzuat ve bilimsel esaslara göre kabul edilebilir düzeyde olmadığı, Biyoloji yönünden ise, bölgede yayılış gösteren endemik türün bulunması ilgili coğrafyada, kendi habitatlarında ulusal politika ve çıkarların ötesinde, uluslararası sözleşmeler gereği korunmak zorunda olduğu, Kuzey ve İç Anadolu bölgesi için endemik olan ve bölgede yayılıp gösteren endemik tür olan L. flavum subsp. flavum’un bulunması ilgili coğrafyada, kendi habitatlarında ulusal politika ve çıkarların ötesinde, uluslararası sözleşmeler gereği korunmak zorunluluğundan dolayı mevzuat ve bilimsel esaslara göre dava konusu yer açısından planlanan projenin uygulanmasının risk teşkil edeceği anlaşıldığından eksik değerlendirmeye dayalı proje tanıtım dosyasına dayanılarak düzenlenen dava konusu “ÇED Gerekli Değildir” kararında, belirtilen yönlerden hukuka uyarlık bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu işlemin iptaline, aşağıda dökümü yer alan 32.230,00-TL yargılama gideri ile karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince duruşmalı işler için belirlenen 20.900,00-TL vekalet ücretinin davalı idarece davacılara ödenmesine, müdahil tarafından sarf olunan 405,45 TL yargılama giderinin müdahil üzerinde bırakılmasına, keşif ve bilirkişi avansı ile posta ücreti avansından varsa artan kısımların talep edilmemesi halinde karar kesinleştikten sonra mahkememizce re’sen taraflara iadesine, uyuşmazlık ivedi yargılama usulüne tabi olduğundan 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesi uyarınca kararın tebliğini izleyen günden itibaren 15 (onbeş) gün içerisinde Mahkememize sunulacak dilekçe ile Danıştay’a temyiz yolu açık olmak üzere, 06/03/2024 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
