Sivas’ın Zara İlçesi Dipsizgöl ve Çaylı köyleri yakınında işletilmek istenen stronsiyum tuzu (Selestit) madenine karşı açılan davada bilirkişi raporu mahkemeye sunuldu. Madencilik faaliyetinin tarıma, yeraltı sularına, hava kirliliğine neden olacağına dair uyarıların yapıldığı raporda yine de şirketin taahhütlerine uyması durumunda madencilikte bir sakınca olmadığı görüşü mahkemeye iletildi.
27 Ağustos 2025 tarihinde yapılan bilirkişi incelemesinin raporu mahkemeye sunuldu. Bilirkişi raporunda alanın jeolojisi ile ilgili görüş yazan Prof. Dr. Osman Günaydın, ÇED alanının hemen içerisinde ve yakınlarında yeni heyelanlar gözlemlendiğine dikkat çekerek, ÇED kapsamında kütle hareketlerinin oluşmaması ve iş sağlığı güvenliğinin riske atılmaması adına önlem alınması gerektiğini dile getirdi.
Hidrojeolojik açıdan ÇED bölgesindeki yeraltı suyu, akiferlerin ve bu akiferlerin oluşturduğu kaynakların etkilenmemesinin mümkün olmadığını belirten Günaydın, “ÇED sınırları içerisinde gösterilmeyen kaynak ve göller ve proje etki alanı içerisindeki kuru ve akan dereler maden çalışmaları kapsamında etkileneceklerdir. ÇED kapsamında yerüstü ve yeraltı sularının etkilenmesi söz konusudur” dedi.
Hidrojeolojik açıdan ÇED bölgesindeki yeraltı suyu, akiferlerin ve bu akiferlerin oluşturduğu kaynakların etkilenmemesinin mümkün olmadığını belirten Günaydın, “ÇED sınırları içerisinde gösterilmeyen kaynak ve göller ve proje etki alanı içerisindeki kuru ve akan dereler maden çalışmaları kapsamında etkileneceklerdir. ÇED kapsamında yerüstü ve yeraltı sularının etkilenmesi söz konusudur” dedi.
Su noktaları etrafında en az 25–50 m bozulmamış tampon bırakılması, sediman ve yüzey akışı kontrolü ile düzenli hidrobiyolojik izleme zorunludur. Bu koşullar eksiksiz ve sürekli uygulandığı sürece projenin flora ve fauna üzerindeki etkilerinin yerel, geçici ve kabul edilebilir düzeyde kalacağı; taahhütlere uyumsuzluk halinde ise özellikle sucul mikrohabitatlar ve üreme döneminde riskin artacağı kanaatine varılmıştır.
Bilirkişi raporunda bölgenin Alevi inancına sahip yurttaşlar tarafından kutsal olarak nitelendirildiği ve inanç ritüellerinin yapıldığına yönelik dava dilekçesinde belirtilen konuya ilişkin bir görüşe yer verilmedi.