Sivas Emek ve Demokrasi Güçleri “Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum (ÇEDES)” projesi adı altında okullarda imam görevlendirilmesine tepki olarak Cumhuriyet Meydanı’nda bir basın açıklaması gerçekleştirdi.
Basın açıklamasına, Eğitim Sen Sivas Şubesi, Halkevleri Sivas Şubesi, BTS Sivas Şubesi, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği, Sol Parti Sivas Merkez İlçe Örgütü ve EMEP katıldı.
“Laik ve demokratik eğitim ve eşit yurttaşlık istiyoruz” pankartı ile Cumhuriyet Meydanı’nda toplanan grup “Laik eğitim, laik yaşam, eşit yurttaşlık” sloganları attı.
Basın açıklamasını Eğitim Sen Sivas Şube Başkanı İbrahim Kılıç okudu. Kılıç, eğitim sistemini ve toplumsal yaşamın bütün alanlarını dini kural ve değerler doğrultusunda yeniden biçimlendirmek isteyen siyasi iktidarın ve Millî Eğitim Bakanlığının, laik eğitim ve laik yaşama açıkça meydan okuyan adımlar atmayı sürdürdüğüne dikkat çekerek; “Bugüne kadar eğitim alanında Millî Eğitim Bakanlığı ile başta Diyanet İşleri Başkanlığı olmak üzere, dini vakıf ve dernekler arasında çok sayıda iş birliği protokolü imzalanmış, okullar dini dernek ve cemaatlerin temel faaliyet alanları halinde getirilmiştir” dedi.

Basın açıklamasında şunlara değinildi;
LAİK EĞİTİMİ VE LAİK YAŞAMI SAVUNUYOR, EŞİT YURTAŞLIK TALEP EDİYORUZ!
Eğitim sisteminin ve toplumsal yaşamın bütün alanlarını dini kural ve değerler doğrultusunda yeniden biçimlendirmek isteyen siyasi iktidar ve Millî Eğitim Bakanlığı, laik eğitim ve laik yaşama açıkça meydan okuyan adımlar atmayı sürdürmektedir.
Bugüne kadar eğitim alanında Millî Eğitim Bakanlığı ile başta Diyanet İşleri Başkanlığı olmak üzere, dini vakıf ve dernekler arasında çok sayıda iş birliği protokolü imzalanmış, okullar dini dernek ve cemaatlerin temel faaliyet alanları halinde getirilmiştir.
Boş beslenme çantaları ile okula gitmek durumunda kalan, yüksek kantin fiyatları sebebi ile, alışveriş yapamayan çocukların; ailesine yardımcı olmak için iş arayan, bulabilirse eğitimini yarıda bırakmak zorunda kalan gençlerin olduğu bir ülkede, eğitimin önceliği dini protokoller değildir.
Eğitimin yıllar içerisinde katlanarak gelen sorunları görmezden gelen ve öğrencilerimizin en temel en insani gereksinimlerini bir kenara koyup, sadece eğitimin içeriğine odaklanmak doğru bir yol ve yöntem değildir. Okullarımızın fiziki koşullarının yetersizliği giderilmeden, yeterli öğretmen ataması yapılmadan, öğrencilerimizin her birine bir öğün ücretsiz yemek ve sağlıklı içme suyu taleplerimiz karşılanmadan atılan her adım muğlak ve samimiyetsizdir.
ÇEDES Projesi iktidarın eğitim sistemini siyasal-ideolojik çizgisi ve dini-kültürel ihtiyaçları doğrultusunda biçimlendirme hedefinin son örneği olarak karşımıza çıkmaktadır. Siyasi iktidarın, bugüne kadar yaptığı gibi, din ve inanç alanı gibi son derece hassas bir konuda “tek din, tek mezhep” yaklaşımıyla hareket ederek okullarda öğrencilere belli bir dinin ve mezhebin etrafında şekillenen ‘manevi değerleri’ aktarmak istemesi kabul edilemez.
Laiklik ilkesi ve laik eğitim, toplumdaki farklı inanç, farklı mezhep, farklı kimlik, farklı cinsiyet ve cinsel kimlikler ile, inananlar ve inanmayanların bir arada barış içinde yaşayabilmeleri için son derece önemlidir. O nedenle, biz Emek ve Demokrasi güçleri olarak; kimseyi ötekileştirmeyen, herkesin yaşam tarzı ve seçimlerine saygı duyan duruşumuzdan ve eşit yurttaşlık ilkemizden taviz vermemiz mümkün değildir. Eşit yurttaşlık kavramına ters düşen her türden uygulama ve politikalara karşı mücadelemiz meşrudur, anayasal haktır. Bu süreçte karşı karşıya kaldığımız olumsuz gelişmeler karşısında da duruşumuz nettir. Bu duruma son örnek, önceki gün, Sivas Madımak Katliamı Davasının “Zaman Aşımı Kararı” ile düşmesi, toplumsal barış, eşit yurttaşlık ve adalet beklentimizde ciddi bir hasara yol açmıştır.
LAİK EĞİTİM YAŞAMSALDIR!
Hiçbir toplum birbiriyle aynı düşünen, aynı inancı paylaşan, aynı ‘manevi değerleri’ benimsemiş insanlardan oluşmaz. Laiklik anlayışı gereği farklı, inanç, düşünce ve değerler karşısında tarafsız olması gereken bir devletin, sadece bir dinin ve mezhebin öğretilerini, sadece belli bir inancın benimsediği manevi değerleri tüm okullarda ‘tek doğru’ olarak öğretmeye çalışması farklı inançtan öğrencilere yönelik açık bir dayatmadır.
Türkiye’de yıllardır bizzat iktidar eliyle hayata geçirilen ve birbirinden ayrı olması gereken eğitim alanı ile inanç alanlarının birbirine karıştırılmasına yönelik her türlü uygulamadan derhal vazgeçilmelidir.
LAİK EĞİTİM, LAİK YAŞAM VE EŞİT YURTTAŞLIK İÇİN BİRLİKTE MÜCADELE EDELİM!
Bugün laikliği savunmak, otoriterleşme karşısında gerçek demokrasiyi, tek tipleştirme karşısında özgürlüğü, ayrımcı ve ayrıştırıcı politikalar karşısında eşit yurttaşlık hakkını savunabilmenin en temel zemini ve aracıdır.
Laik olmayan bir eğitim sisteminin demokratik ve bilimsel olması, demokrasi, eşitlik ve özgürlük mücadelesine hizmet etmesi, bireylerin inançlarını hiçbir baskı altında kalmadan gerçek anlamda özgürce yaşaması mümkün değildir.
Okullarımızın dini içerikli faaliyet ve etkinliklerin değil, laik ve bilimsel eğitimin mekânları olması için bütün eğitim ve bilim emekçilerini, öğrenci ve velilerimizi birlikte mücadeleye davet ediyoruz.
Eğitimin bütün kademelerinde, niteliği yükseltilmesi ve çocukların özgür ve sağlıklı bireyler olarak yetiştirilmesi için somut adımlar atılması gerekirken ÇEDES gibi projelerle çocuklarımızı ayrıştırmak isteyenlere karşı mücadelemiz kesintisiz olarak sürecektir.
Bu kapsamda, iki hafta önce başlayan 2023-2024 Eğitim ve Öğretim Yılının, başta çocuklarımız olmak üzere, tüm eğitim bileşenlerine sağlık, başarı ve eğitime dair var olan sorunların azami düzeyde çözüme kavuştuğu bir yıl olmasını diliyoruz.
“YAŞASIN LAİK VE DEMOKRATİK EĞİTİM VE EŞİT YURTTAŞLIK MÜCADELEMİZ.“