Altmışlı yılların ikinci yarısı ile birlikte Türk futbolunda yaşanan gelişmenin etkisiyle Anadolu’nun hemen her yerinde profesyonel şehir takımları kurulmakta ve Türkiye liglerinde karşılaşmalara hazırlanmaktadırlar. İşte bu ortamda Sivas’ta da bir futbol takımı kurma hayalleri gerçeğe dönüştürülmek üzere harekete geçilmiştir.
1967 Mart ayında Nusret Akça, Hüseyin Yıldırım, Hüseyin Pala, Nurettin Tarıkahya, Yalçın Özden gibi isimler ilk olarak o günün Belediye Başkanı Ahmet Durakoğlu’na ve dönemin Valisi Vefik Kitapçıgil’e giderek durumu anlatırlar. Vali olaya çok sıcak yaklaşır ve kurulacak olan kulübün yalnızca sportif açıdan değerlendirilmemesi gerektiğini dile getirerek bu oluşumu şehrin kültürel, ekonomik ve sosyal hayatına da büyük bir hareketlilik getireceğini belirtir. Valinin dile getirdiği son derece olumlu sözlerini duyan kurul üyeleri sevinirler.
Sivasspor kurulacaktır. Hemen kuruluş hazırlığına başlanır. Çünkü 1967-1968 sezonuna Sivasspor yetiştirilmelidir. Mayıs ayının ilk günlerinde hazırlıklar hemen hemen tamamlanmıştır.
Takımın renkleri konusuna da açıklık getirildikten sonra, 9 Mayıs 1967 tarihli gazeteler Sivasspor‘un kurulduğunu yayınlamaya başlar. “Osman Paşa Caddesi, numara 1” Sivasspor’un kulüp binası olarak belediyeden 50 liralık sembolik bir ücret karşılığında kiralanır. Kulübün ilk telefon numarası da 2283’tür.
Sivasspor tarihinde ilk Yönetim Kurulunu oldukça zor görevler beklemektedir. Kollar sıvanarak büyük bir heyecanla işe başlanır. Bu kulübü kuranlar başlangıçta takımın doğrudan ikinci lige alınacağını düşünürler. Ama evdeki hesap çarşıya uymaz ve bu iş göründüğü kadar kolay olmayacaktır. Kulübün ikinci lige alınması isteminin iletilmesi için, Kulüp Başkanı Ahmet Durakoğlu, Genel Sekreter Nurettin Tarıkahya, Kulüp Amiri Hüseyin Yıldırım ve yönetim kurulu üyeleri Nusret Akça, Yalçın Özden (Tüccar) ve Hüseyin Pala’dan oluşan bir heyet Ankara’ya gider. Ankara’da başvuru yapılır. Bu başvuru sonrasında o günün Futbol Federasyonu Başkanı Orhan Şeref Apak, bir kurulla incelemelerde bulunmak üzere Sivas’a gelir. Sivas dönüşü yazılan rapor hem Yönetim Kurulunu, hem de tüm Sivaslı sporseverleri büyük bir hayal kırıklığına uğratır. Zira raporda tesis ve altyapı yetersizliğinden istemin yerine getirilemeyeceği belirtilir. Yönetim Kurulu kısa süreli bir şok yaşadıktan sonra harekete geçer. Bütün yollar denenecek ve Sivasspor mutlaka ikinci ligde oynayacaktır. Başta Vali Vefik Kitapçıgil olmak üzere şehrin ileri gelenleri Ankara üzerinde baskı oluşturur.
Yönetimde bulunan Nusret Akça ve Hüseyin Yıldırım gibi aynı zamanda siyasi partilerin İl Teşkilatında görevliler aracılığıyla baskı siyasi bir boyut kazanır. Spor Bakanı Kamil Ocak’la görüşülür. Sivas milletvekili Rıfat Öçten dönemin Başbakanı Süleyman Demirel’den yardım ister. Bu isteğin içinde üstü kapalı bir tehdit de vardır. “Ya Sivasspor’u ikinci lige alırsınız; ya da Sivas’tan oy almayı unutursunuz.” Bu istek yankı bulmakta gecikmez. Aynı günlerde Futbol Federasyonu bir de Şekerspor olayı ile uğraşmaktadır. Birinci ligden düşürülen Şekerspor, idare mahkemesine açtığı davayı kazanmış ve mahkeme kararı ile 1967-1968 sezonunda birinci ligde oynama hakkını elde etmiştir. Bu karar ikinci lig beyaz grupta Şekerspor’a ayrılan yeri boş bırakmıştır. Bu kadar olumsuzluk içinde şans ibresi Sivasspor’dan yana dönmüştür. Demirel’in talimatına zamanın federasyon başkanı Orhan Şeref Apak daha fazla direnemez ve Sivasspor 1967-1968 sezonunda Türkiye ikinci ligi beyaz gruptaki takımlar arasında yerini alır.
2005 yılına kadar bu ligde oynayan Sivasspor 2004-2005 sezonunda Turkcell Süper Lig’e çıktı. İlk iki sezonunda ligi 8.sırada bitirdi. 2007-2008 sezonunda ise büyük bir başarı göstererek şampiyonluğu kıl payı kaçırdı ve o sezonu averajla Beşiktaş ve Fenerbahçe’nin gerisinde 4.bitirdi ve UEFA Intertoto Kupası’nda Türkiye’yi temsil etme hakkı kazandı. 2008-2009 sezonunda ise bir önceki sezonda sergilediği grafiği devam ettirdi ve ligi şampiyon Beşiktaş’ın 5 puan arkasında 66 puanla ikinci sırada bitirdi ve UEFA Şampiyonlar Ligi’ne katılmaya hak kazandı. Sivasspor 11 yıl aralıksız mücadele ettiği Süper Lig’den 2015-2016 sezonunda TFF 1. Lig’e düştü. Kırmızı-beyazlı ekip 2017-2018 sezonunda TFF 1. Lig’i şampiyon olarak tamamlayarak yeniden Süper Lig’e çıkmayı başardı.
ÜÇ YILDIZIN ÖYKÜSÜ
Sivas… Tarihinin bütün duraklarında acı ve sevinci iç içe yaşamış bu koca kent makus talihini yenmek için yürüyor Süper Lig’e. Kentin tarihi ve talihi sayılıyor Sivasspor, sihirli değneği, umutlarının yeşerdiği yer, geleceği… Hatta o coğrafyada yaşayan insanların varoluş umudu dersek abartmış olmayız Sivasspor’u. Sivasspor’un o uzun ince yoldaki hikayesi aynı zamanda Sivas’ın bugününün de hikayesidir… Altmışlı yılların ikinci yarısı ile birlikte Türk futbolunda yaşanan gelişmenin etkisiyle Anadolu’nun hemen her yerinde profesyonel şehir takımları kurulmakta ve Türkiye liglerinde karşılaşmalara hazırlanmaktadırlar. İşte bu ortamda Sivas’ta da bir futbol takımı kurma hayalleri gerçeğe dönüştürülmek üzere harekete geçilmiştir.
Sivas değişik kategorilerde liglerde boy gösteren Kırmızı – Beyazlı ekibini 38 yıl önce kuruluşlarındaki heyecanla Süper Lig’e yolluyor. Kent nazlı gelinler gibi salınan pankartlarla donatılmış. Herbirinin üzerinde Sivasspor’u, Süper Lig’e göndermenin sevincini, kıvancını belirten cümleler var. Her sokak. Her büyük bina, Kırmızı – Beyaz bir anıt gibi görünüyor Sivas’ta. Sivasspor Sivas için bir yeniden dirilişin adı, anlamı… Kırmızı – Beyaz bir rüya, o coğrafyada yaşayanlar için yüksek rakım bir beklenti Sivasspor.
Dar-ûl-âlâ
Selçuklu’nun “Dar-ûl-âlâ”sı yani Yücelik Beldesi’dir Sivas. Büyük bir tarihi birikim üzerine oturmaktadır; doğru. Bin yıla yakın bir geçmişe sahiptir, büyük medeniyetlere ev sahipliği yapmıştır, yiğidin harman olduğu yer diye bilinmektedir, lakapları bu yüzden Yiğidolardır, şairi, yazarı, ressamı, müzisyeni ve bilcümle sanat dallarında yetiştirdiği insanlarla ünlüdür: Doğru. Hepsi doğrudur doğruluğun bütün anlamlarıyla; acıları ve kederiyle yaşamayı bildiği kadar. En son doğrusu da bu acılarıdır Sivas’ın. “Ne olur bizi böyle bellemeyin!” dediğini duyar gibiyim Sivaslılar’ın. Tamam, kimseyi öyle bellediğimiz! yok elbette ki, tarihin imbiğinden süzülen gözyaşı olarak dursun bir kenarda acılarımız
Tarihin ve talihin Sivasspor için ilk adımlarını attığı 14 Nisan 1932’ye; “Sivas’ın Bağdat Caddesi’nde gençliğin bedeni inkişafına hadim…” olmak üzere kurulan Sivasspor’un resmi kuruluş tarihi olarak bilinen 1967’den çok önceki yıllarına dönelim. Kamil Matbaası’nda basılan Esas Nizanname’de kuruluş amacı şöyle bildiriliyor Sivasspor’un; “.. memlekette gençleri spora teşvik etmek ve onları muntazam sporlarla idmancılığın fenni esasları dahilinde çalıştırmak, netice itibariyle vatana gürbüz, iyi görür ve düşünür gençler yetiştirmektir.” – Bu iyi görür ve düşünür sözünü imleyelim ve tarihi yolculuğumuza devam edelim.
Alameti Farika
Ayrıntılı olarak bir kulübün oluşturulması – yaşatılması için gerekli yasalar sıralanmış bu nizamnamede ve kılık kıyafetin belirlendiği, “Alameti Farika” başlığı altında verilen 14 maddede şöyle denilmiş; “Spor kıyafeti, yukarısı kulüp rengindeki (kırmızı – beyaz) forma veya fanila ve aşağısı beyaz ve kısa pantolondur.” Umumu Katip Fazıl Şevki’nin kaleminden dökülenler arasında “Azalar” için ayrı bir not var; “Her aza sahaya çıkarken son derece temiz kıyafetle sahada bulunmak ve diğer gençlere bu hususta bir intizam ve temizlik nümûnesi olarak bulunmak mecburiyetindedir…” Bu mecburiyet karşısında toplanır Sivaslı gençler. Kayıtlara göre “38’i faal 84’ü hâli olmak üzere toplam 122 üyeli, o dönemde bütün faaliyetleri Halk evi ile birlikte yürüten bir oluşumdur Sivasspor. İlk kurucular Başkan Fahri, Üyeler Reşat, Baki, Şevki, Bekir beyleri saygıyla anıyoruz.
Çok idmana çıkılıyor, çok maç yapılıyor, ama “2. Dünya Savaşı dolayısıyla ülkenin ahvali ortadayken top peşinde koşmayalım” diyen gençler çalışmalarını askıya alıyorlar. Savaş geçiyor ve Türkiye yaralarını sarmaya başlıyor. Cumhuriyet döneminin atılım bölgelerinin arasında Sivas var elbette ki. 1939’da açılan CER Atölyesi, 1943’te devreye giren Sümerbank Çimento Fabrikası o yılların sosyoekonomik koşulları içinde hatırı sayılır yatırımlar olarak görülüyor. Bu iki kuruluşun, spor kulüplerinin kurulması ve yaygınlaşmasında önemli yerleri var. Yine 1940’ta Mavi – Lacivert renkleriyle demiryolcuların takımı Demirspor, Lacivert – Gri renkleriyle Sümerspor, kuruluyor. Onları Avcılık ve Atıcılık, 4 Eylül Belediye Gençlik, Divriği Gençlik, Dikim – İş Güreş İhtisas izliyor. Ayrı bir önemi var.
Yıl 1950’ye geldiğinde… Tamam takımlar var, ama kentin adıyla anılan bir takımın mutlak ve mutlak kurulması gerekmektedir. 1960’larda yurt sathında bir kalkınma hamlesi başlatılmış, yatırım ve hizmetlerin bölgesel dağılımında elverdiğince eşitliğin gözetildiği planlı kalkınmanın 2. yılı doldurulmuştur. İstanbul piyasasından, Anadolu’ya doğru bir yatırım kayması görülmektedir. Anadolu sermaye çevresi İstanbul’a yığılan yatırım çokluğunun tersine çevrilmesi için özel bir çaba içindedir. İşte bütün bu dönem takımlarının yaşı o nedenle Sivasspor gibi 1965’lere dayanmaktadır. Yani o dönem takımları bir varolma ve kendini ispat etme mücadelesinin ürünüdürler.
Hal böyle iken Yolspor, Kızılırmak ve Sivas Gençlik kulüpleri 1965 yılı Temmuz sıcağında bir araya gelip Vali Vefik Kitapçıgil, Belediye Başkanı Ahmet Durakoğlu rengi Kırmızı – Beyaz, arması üç kulübü temsilen üç yıldız olarak belirlenen Sivasspor’u kuruyorlar. Kuruyorlar ama, yine o dönemin kalkınma hamlelerine başat yürütülen 2. Lig kurma – oluşturma çalışmalarında Sivasspor’un esamesi okunmuyor. Bin dereden su getiriliyor, kırk deveye hendek atlatılıyor, ama dönemin Futbol Federasyonu Başkanı Orhan Şeref Apak’ın özel gayretleriyle! – tesis yetersizliği, koşulların elverişsizliği v.b. nedenlerle- Sivasspor’a lig kapıları açılmıyor.
Zaman geliyor senatör Rıfat Öçten ağır konuşuyor; “Ya Sivasspor’u lige alın ya da Sivas’tan oy almayı unutun!”. Sivas’ta 12 mahalli kulüp, karşılaşmaları boykot ediyor, Sivas halkı pulsuz bir dilekçeyle başvuruyor Başbakanlık makamına. Dilekçe kabul olunuyor ve 1 Temmuz 1967 Sivas için en az 4 Eylül kongre tarihi kadar önemli bir tarihi kayıt olarak geçiyor belgelere. Aslında bir gerekçe bulunuyor; 1965-66 sezonunda haksız yere 2. Lig’e düşürüldüğünü iddia eden Şekerspor açtığı davayı kazanıp, tekrar 1. Lig’e, Sivasspor ise onun yerine 2. Lig’e alınıyor.
BAŞKANLAR
AHMET DURAKOĞLU
(1967-1968)
ADİL ONMUŞ
(1968-1969)
ETHEM USLU
(1969-1970)
SACİT GÖKSEYİTOĞLU
(1970-1974)
İHSAN BUYRUK
(1970-1974)
HÜSEYİN YILDIRIM
(1974-1977)
SUZİ TİRKEŞ
(1981-1982)
SELEHATTİN KOÇER
(1982-1983)
METİN KAZANÇ
(1983-85 – 1990-91)
NUSRET AKÇA
(1974-75 – 1977-78 – 1985-86)
SAMET SAYICI
(1981-1982)
ERDOĞAN YÜCEL
(1980-1981)
GÜNKUT BULUT
(1985-1986)
YAHYA KÜÇÜKKILIÇ
(1986-1987)
ÖZER SÜT
(1988-1989)
YAKUP GÜLMEZ
(1991-1992)
İSMAİL HAKSEVER
(1993-1994)
MEHMET KAYA
(1994-1996)
OSMAN SEÇİLMİŞ
(1996-2004)
MECNUN OTYAKMAZ
(2004 – …)
Yorumlar 1