BOŞ MU DOLU MU?
Boş neye denir? Dolu olan nedir? Bence boş kelimesi de, dolu kelimesi de gerçekte olanı tanımlamamaktadır. İkisi de bana göre soyut tanımlamadır. ‘’Bir şey ya boştur ya da dolu. Bunun aksi ne olabilir ki?’’ Dediğinizi duyabiliyorum. Benim burada size söylediğim bir hipotez değildir. Bunun içinde kanıtlama yoluna gitmeyeceğim sadece anlatacağım.
Dünya ilk oluşumu sırasında su ve atmosfere sahip değildi. Koca bir ateş topundan, yavaş yavaş soğuyarak koca bir taş yığınına dönüştü. İnce yerkabuğunun altına tüm ateşini ve gazları sıkıştırdı. Daha sonra iç kesimlerden dışa doğru sızmalar başladı. Volkanlar patladı, plakalar kaydı, dağlar tepeler çukurlar oluştu. Bu boş alanların tümü gazlarla doldu. İlk atmosfer çok inceydi. O kadar ince bir atmosferdi ki bazı dağların zirveleri atmosferin dışında kalıyordu. Zamanla gazlar artarak, Dünya üzerinde atmosferi kalınlaştırdılar. Meteor yağmurları sonucu Dünyaya gelen su, atmosferde oluşan su damlacıkları ile birleşerek bulutları oluşturdu. Sonrasında yağmur yağmaya başladı. Milyonlarca yıl yağdı. Gazla dolu çukurların içine su girdi gazları çukurların dışına itti. Yani gaz ile su yer değiştirdi. Su olmasaydı çukur zaten gaz ile doluydu boş değildi. Her gelen eskiden orada olanı itti kendine yer açtı. Milyonlarca yıl bu geliş gidişler ile atmosfer daha kalınlaşmış gibi gözüktü ama olan sadece değişimdi. Yeni gelen eskinin yerini aldı. Atmosferde, boş olan uzaya doğru genişledi. Uzay gerçek anlamda boştur. Gezegenler arasında, yıldızlar arasında, galaksiler arasında sadece boşluk vardır. Yer değiştire bileceğiniz gaz kütlesi veya başka bir şey ile dolu değildir. Uzayda bardak gerçekten boştur. Ancak aynı bardak uzay aracının içinde ve Dünyada doludur. Boşluk etrafımızı saran atmosfer tarafında doldurulmaktadır. Tüm çevremizde olanlar atmosfer içindedir. Atmosferde tüm boşlukların içindedir. Uzayda ağırlığını ölçebildiğiniz bir bardağınız olsa idi ( Boşlukta ağırlık ölçemezsiniz. Teraziye basınç yapacak atmosfer yoktur. Sadece kütle vardır), Dünyadaki boş bardak ile ağırlığı farklı olurdu. Nedeni Dünyadaki bardağın dolu olmasıdır.
İlk doğduğumuzda aslında beynimiz oluşmuştur ama gelişimini tamamlamamıştır. Sonrasında yeni hücreler ve gelişimle ile beyin büyümeye başlar. Beynimiz büyüdükçe kafamızda büyür. Doğum öncesi beynin gelişimini tamamlamasının en önemli nedeni doğum anıdır. Anne çok sıkıntılı bir doğum süreci yaşar. Tam gelişmiş bir beyne sahip bir çocuğun doğamayacağını hepimiz kabul ederiz herhalde. Ancak kafamızın büyümesi kafatasımız ile orantılıdır. İçini dolduracağınız kabın hacmi bellidir. Hacimle orantılı olmazsanız kap taşar. İçindekiler dökülür. Çok zorlasanız kabı da kırarsınız. Bu sefer her şey heba olur. Bunun adına da kapasite demişiz. Kapasitenin üstünde olmak kazanç değil, zarar sağlar. İnsan beyni büyüdükçe bazı alanlar yeni gelenlere yer açmak için küçülür yada sıkıştırılır. İnsan gelişiminde öğrenme denilen aşama bu küçülmeler ve sıkışmalar ile doğru orantılıdır. Bazı insanların hafızalarının güçlü olması çok zeki olduklarını göstermez. Sadece hafıza hücreleri çok gelişmiştir. Bu gelişme ile diğer alanlar küçülmüş veya sıkıştırılmıştır. İnsanın kişiliği de bu sıkışma ve genişlemeler ile şekillenir. Doldurmak aslında olanla yer değiştirmektir demiştik. Beyinde aynısı yapar yeni gelenler ile eskilerin yerini değiştirir. Eskileri de atmaz hafıza hücrelerinde saklar. Öğrenmek bu şekilde olur. Her yeni gelen ile eskiler yer değiştirir. Eskileri tutmak demek değişime karşı olmak değildir. Eskileri yeni ile değiştirmemek, değişimin olmadığı anlamına gelir. Değişim yok ise ne dolu olan boşalır. Nede boş olan dolar.
Değişim yaşadığımız hayat için bu kadar önemlidir. Değişim her anda olması gereken bir şeydir. Değişime karşı olmak tamamı ile hayata karşı olmaktır. Değişimin en büyük destekçisi de inattır. İnat eder çoğalırsan senin gibi olmayanların iter onların yerini alırsın. İnat eder öğrenirsen bilmeyenleri girdikleri yerlerden çıkartır o yerlere sen sahip olursun. İnat eder Partine ve düşüncelerine sahip çıkarsan, İktidardakileri indirir yerlerine sen geçersin.
Diğer köşede buluşmak üzere.