SELAMLAŞMAK
21 Kasım Dünya selamlaşma günüdür. Selamlaşmak sadece insan ait bir özellik değildir. Hayvanlarda kendi ritüelleri içinde bir birini selamlar. Tanışır. Selamlaşmak tanışmanın bir adım öncesidir. Selamlaşma, gündelik yaşamın ve iletişim rutinlerinin başlıca örnekleri ve anlamlı kültürel göstergeler olarak bütün toplumlarda dil ve kültürün önemli yansımaları olarak ön plana çıkmaktadır. Asıl olanın iletişim olduğu bu kültürel etkileşim bizim toplumumuzda ne yazıktır ki çok etken değildir. Özellikle üst kültürde olduğunu söyleyen elit bir kesim selamlaşmayı basit olarak görmekte ve genellikle kullanmamaktadır. Günaydın demek, bir insana gülümsemek, başı ile selamlamak, el sallamak vd. basit davranış olarak kabul görmekte ve yapılamamaktadır. Diğer tarafta özellikle Anadolu İnsanlarında selamlaşmak çok daha ön plandadır. Bir yere girip çıkarken selam verilip selam alınır. Bunun hangi dilde hangi şekilde olduğu çok önemli değildir. Merhaba, Selam, Selamünaleyküm, Nasılsın? Demenin bir insana nasıl bir zararı olabilir bunu henüz çözemedim. Bir insan bir grup içinde olduğunda gruptaki birinin günaydın mesajından nasıl bir rahatsızlık duyabilir? Bunu da anlamış değilim. Bir siyasi oluşum, parti, örgüt, sivil toplum kuruluşu içinde insanların birbirini görmezden gelmesini anlamış değilim? Bunları bir anlamayan, kabul etmeyen, yadırgayan tek kişide ben değilim. Yaşadığımız toplumun algısı benim düşüncemle aynı yöndedir. Bizim kültürümüzde selam vermeyen insan düşman olarak kabul edilir. Bir kişinin senin hakkında ne düşündüğünü ya da o insan hakkındaki ilk yargının ne olacağını belirleyen selam verip, vermemesi ile doğru orantılıdır.
Toplum halinde var olmanın en önemli şartlarından biri emniyet ve güvendir. Bunun için can ve mal emniyeti evrensel bir değer olarak kabul edilir. Öyle ki güven sosyalleşmenin temel taşlarından biridir. Hiç bir toplum aynı yapıya sahip değildir. Bir toplumda her zaman din, düşünce, inanç ve mezhep farklılıkları vardır. Bireylerin hepsi aynı din, düşünce ve dünya görüşlerinde olamaz. Sosyalleşme ile birlikte insanlar aralarındaki farklılıkları ya var olduğu gibi kabul eder ya da değiştirerek farklı olanları kendine benzetmeye çalışır. Bu ortam içinde güven olmazsa olmazdır. Selam ve selamlaşma başlangıç olarak bir güven unsurudur. Hem selam vereni güven taahhüdüne sokar, hem de alana güven telkin eder. Selamlaşma başta söylediğimiz gibi hem sözeldir hem de görseldir. El sallamak, bir el işareti, başın hareketleri vd. fiziksel hareketler de selamlaşma unsuru olabilir. Tüm toplumlarda ortak olan evrensel selamlaşma hareketleri vardır. El sıkışmak tüm insanlarda güvenin işaretidir. Barış işareti tüm toplumlar için geçerlidir. El sallamak vedalaşma işaretidir. Bazı durumlarda ise farklı işaretler ortaya çıkabilir. Bunlar topluma, kişiye, siyasi görüşe göre farklılık gösterir. Evrensel değillerdir. Diğer ülke insanları için bir anlam ifade etmezler. Hatta bazen farklı anlamlar bile içerebilmektedir.
Selamlaşma insan ve toplum hayatı için bu kadar gerekli bir unsurdur. Son dönemde işin özünden uzaklaşan çok basit ve uydurma bazı selamlaşma şekilleri görüyoruz. Yakın bir zamanda kurulan bir partinin akla zarar bir selamlaşma hareketine şahit olduk. Bu örneklerin artmaması en büyük temennimdir. Bu bozulma aynı zamanda kültürel olarak yozlaşmanın artığını gösterir. Selamlaşmanın olmaması kadar bu yozlaşmada çok tehlikelidir. Ben yaptım oldu demek sadece basitliktir. Kendinden başkasını kandıramazsın. Yaptığının tutarsızlığını da ne şovların arkasına saklaya bilirsin nede fikirlerinin. Her geçen gün toplum olarak nasıl bir erozyona uğradığımızı üzülerek görmekteyim. Umudun bunu gören gözlerin görmeyenlerden çok olduğu yönündedir. Her sabahınız selamla başlayıp, akşamınız selamla bitsin. Her yeni yazım; okurlarıma bir selamdır. Selamımı aldığınız için her birinizi ayrı ayrı teşekkür ederim.
Diğer köşede buluşmak üzere…