Ali Kızıltuğ’un Hatıraları Anı Evinde Yaşatılacak
Sivas Valiliğinden yapılan açıklamada, Müzenin açılışı Vali Vekili Şakir Öner Öztürk, Sivas Milletvekili Ulaş Karasu, ilçe protokolü, Ali Kızıltuğ‘un ailesi ve ilçe halkının katılımıyla yapıldı.
Açılışta konuşan Vali Vekili Öztürk, “Birçok eser üretmiş ozanımız Ali Kızıltuğ’un bu müze ile kapıları daima sevenlerine açık olacak. Nesiller boyunca sazına, sözüne kulak verilecek. Şüphesiz Ali Kızıltuğ gibi büyük halk ozanları asla ölmezler, yüzyıllar boyunca eserleri yüreklerde can bulur” dedi.
Ali Kızıltuğ, kanser nedeniyle 13 Aralık 2017’de 73 yaşında hayata veda etti.
Ali Kızıltuğ'un Hatıraları Anı Evinde Yaşatılacak
— Sivas Valiliği (@sivasvaliligi) August 19, 2023
Divriği'de bulunan Sancaktar Konağı, 2017 yılında aramızdan ayrılan büyük ozanlarımızdan ‘Ali Kızıltuğ Anı Evi’ olarak düzenlendi.
Müzenin açılışı Vali Vekilimiz Şakir Öner Öztürk, Sivas Milletvekili Ulaş Karasu, ilçe protokolü,… pic.twitter.com/A26f5KauTl
ALİ KIZILTUĞ KİMDİR?
Sivas‘ın Divriği ilçesinin Mursal Köyü‘nde doğdu. İlk plağını 1969’da çıkardı. (Asrı gurbet harab etmiş köyümü) 1971 yılında İstanbul Tepebaşı’nda düzenlenen bir atışma yarışmasında birinci geldi. Kendi eseri 103 plak ve 87 kasedi bulunan ozan dört çocuk babası ve memur emeklisidir. 1973’ten beri Ankara‘da yaşamakta iken 13 Aralık 2017 tarihinde hayatını kaybetti. Pek çok eseri başka sanatçılar tarafından seslendirilmiştir. Ozan Ali Kızıltuğ kendisini şöyle tanıtmıştı:
“Merhaba Çok Değerli Türkü Dostlarım
Ben Ozan Ali Kızıltuğ. 1944 yılında Sivas ili Divriği ilçesi Mursal köyünde dünyaya geldim. 1958 yılında bağlama çalmaya başladım. Bağlamaya ilişkin temel bilgileri köyümdeki Abbas Usta’dan öğrendim. İlk yıllarımda başka âşıkların eserlerini ve yöresel türküleri seslendirdim.
1969 yılında “Asrı Gurbet Harap Etmiş Köyümü” isimli plağım çıktı. Günümüze kadar 103 plak ve 87 albümüm yayınlandı. Yaklaşık 2160 eserim bulunmakta ve bunlardan 152 den fazlası diğer sanatçılar tarafından seslendirildi. 1969’dan bu yana sadece kendi eserlerimi seslendiriyorum. Eserlerimi hazırlarken genellikle önce şiir olarak yazıp sonra onları besteliyorum. Ancak doğaçlama da çalıp söylüyorum.
Âşık Veysel Şatıroğlu ve Âşık Mahzuni Şerif beni en çok etkileyen âşıklardır. Uzun sap bağlamamı hüseyni düzeninde çalıyorum. “Baykuşlara Kalan Köy” ve “Sorma Efendim” adında iki kitabım yayımlandı.
Hayata bakışımı da şöyle ifade edebilirim:
‘Ne yârimden vazgeçtim, ne sazımdan, ne de vatanımdan vazgeçtim. Nasıl Mursal’dan geldiysem o mazlum, sefil, tertemiz bir köylü çocuğu isem şimdi de aynıyım.’ “