YA OSMANLIYA DÖNÜŞ, YA SOSYALİST CUMHURİYET
“Efendiler; asırlardan beri Doğu’da haksızlığa ve zulme uğramış olan milletimiz, Türk milleti, gerçekte soydan sahip bulunduğu yüksek kabiliyetlerden yoksun zannediliyordu. Son yıllarda milletimizin fiili olarak gösterdiği kabiliyet, istidat ve kavrayış kendi hakkında kötü düşünenlerin ne kadar gafil ve ne kadar gerçeği görmekten uzak, görünüşe aldanan insanlar olduğunu pek güzel ispat etti. Milletimiz kendisinde var olan vasıfları ve değeri, hükümetin yeni adıyla medeniyet dünyasına çok daha kolaylıkla gösterebilecektir. Türkiye Cumhuriyeti, dünya devletleri arasında tuttuğu yere layık olduğunu eserleriyle ispat edecektir. Arkadaşlar; bu yüksek rejimi yaratan Türk milletinin son dört yıl içinde kazandığı zafer, bundan sonra da birkaç misli olmak üzere kendini gösterecektir.
Bendeniz, kazandığım bu güven ve itimada layık olmak için pek önemli gördüğüm bir noktadaki ihtiyacı arz etmek mecburiyetindeyim. O ihtiyaç, yüce heyetinizin şahsıma karşı gösterdiği sevgi, güven ve desteğin devamıdır. Ancak bu sayede ve Tanrı’nın yardımıyla, bana verdiğiniz ve vereceğiniz görevleri en iyi şekilde yapabileceğimi ümit ediyorum. Daima sayın arkadaşlarımın ellerine çok samimi ve sıkı bir şekilde yapışarak, kendimi onların şahıslarından bir an bile uzak görmeyerek çalışacağım. Daima milletin sevgi ve güvenine dayanarak hep birlikte ileri gideceğiz. Türkiye Cumhuriyeti mesut, muvaffak ve muzaffer olacaktır.”
Yukarıdaki konuşma 29 Ekimde Türkiye Büyük Millet Meclisinde Cumhuriyetin ilanından sonra ilk Cumhurbaşkanı olarak seçilen Gazi Mustafa Kemal tarafından yapılmıştır. O tarihte Gazi Mustafa Kemal Paşaya Atatürk soy adı henüz verilmemişti. Yapılan o günün şartlarında bir devrimdi. Bu devrim Osmanlı Devletine karşı yapılmamıştır. Osmanlı Devleti; Birinci Dünya Savaşı sonunda yenilmiştir. LimniAdası’ndaki Mondros limanına demirlemiş olan İngiliz donanmasına ait Agamemnon zırhlısında imzalanan Mondros Antlaşması ile birlikte 30 Ekim 1918’de fiilen parçalanıp yok olmuştur. Birleşik Krallık Afrika, Arabistan ve Osmanlıyı içine alan işgalini sonlandırmıştır. Kurtuluş Savaşı, Birleşik Krallık Liderliğindeki devletlere karşı yapılmıştır. Bu tarih boyunca unutulmuştur. Günümüzün ve geçmişin en büyük emperyalist gücüdür Birleşik Krallık. Dünya yüzlerce yıl ‘’Yaşasın Kral/Yaşasın Kraliçe’’ nidalarıyla yönetilmiştir. Gazi Mustafa Kemal ve arkadaşları da Cumhuriyeti, Kurtuluş Savaşı sonrası oluşan Krallık yandaşlarına darbeyi vurmak için ilan etmişlerdir. Bu yandaşlar Birleşik Krallığın yardımı ile çökmüş parçalanmış Padişahlığı geri getirme niyetindeydiler. Cumhuriyetin ilanı için bekleyecek bir günün kalmadığı gören Gazi Mustafa Kemal Paşa birkaç arkadaşı ile sabaha kadar çalışıp ertesi gün Türkiye Büyük Millet Meclisinde Cumhuriyeti oylamaya sunmuştur. Benim gözlemimdeki tarihi akış budur. Bir başkası farklı düşünebilir. Bu insan olmanın gerekliliğidir. Kimse bir başkası gibi düşünmek zorunda değildir. Bir başka gereklilikte bunun kesinlikle böyle olması gerekliliğidir.
Sonrasında Türkiye yıllar içinde bir çok çalkantı yaşamış ancak bu arada kalkınmayı ve büyümeyi sağlamıştır. 1923-1938 yılları arasında açılan fabrikalar;
Ankara Fişek Fabrikası (1924)
Gölcük Tersanesi (1924)
Şakir Zümre Fabrikası (1925)
Eskişehir Hava Tamirhanesi (1925)
Alpullu Şeker Fabrikası (1926)
Uşak Şeker Fabrikası (1926)
Kırıkkale Mühimmat Fabrikası (1926)
Bünyan Dokuma Fabrikası (1927)
Eskişehir Kiremit Fabrikası (1927)
Kırıkkale Elektrik Santrali ve Çelik Fabrikası (1928)
Ankara Çimento Fabrikası (1928)
Ankara Havagazı Fabrikası (1929)
İstanbul Otomobil Montaj Fabrikası (1929)
Kayaş Kapsül Fabrikası (1930)
Nuri Killigil Tabanca, Havan ve Mühimmat Fabrikası (1930)
Kırıkkale Elektrik Santrali ve Çelik Fabrikası (1931)
Eskişehir Şeker Fabrikası (1934)
Turhal Şeker Fabrikaları (1934)
Konya Ereğli Bez Fabrikası (1934)
Bakırköy Bez Fabrikası (1934)
Bursa Süt Fabrikası (1934)
İzmit Kağıt ve Karton Fabrikası (1934)
Zonguldak Kömür Yıkama Fabrikası (1934)
Keçiborlu Kükürt Fabrikası (1934)
Isparta Gülyağı Fabrikası (1934)
Ankara, Konya, Eskişehir ve Sivas Buğday Siloları (1934)
Kayseri Bez Fabrikası (1934)
Nazilli Basma Fabrikası (1935)
Bursa Merinos Fabrikası (1935)
Gemlik Suni İpek Fabrikası (1935)
Zonguldak Taş Kömür Fabrikası (1935)
Paşabahçe Şişe ve Cam Fabrikası (1935)
Ankara Çubuk Barajı (1936)
Barut, Tüfek ve Top Fabrikası (1936)
Nuri Demirağ Uçak Fabrikası (1936)
Malatya Sigara Fabrikası (1936)
Bitlis Sigara Fabrikası (1936)
Malatya Bez Fabrikası (1937)
Karabük Demir Çelik Fabrikası (1937)
Devriği Demir Fabrikası (1938)
İzmir Klor Fabrikası (1938)
Sivas Çimento Fabrikası (1938)
15 yıl içinde savaş yorgunu, ekonomik olarak güçsüz bir Cumhuriyet tarafından yapılmıştır bunların hepsi. Sonrasında Cumhuriyet Liderini kayıp etmiştir. Gelen Hükümetler eskinin Birleşik Krallık sevdasını sürdürmek için her şeyi yapmışlardır. Günümüzde Türkiye ekonomisi halen Birleşik Krallıktan gelecek yardımlara bağlıdır. Birleşik Krallık işgalinden vaz geçmemiştir. Sadece beklemiş ve savaş stratejisini değiştirmiştir. Son yirmi yıllık dönemde tam anlamıyla böl yok et planlamaları başarıya ulaşmıştır. Her yardım öncesi Cumhuriyet kazanımları parça parça yok edilmiştir. Yukarıda sıralanan fabrikalar satılmıştır. Satın alanlar kim olduğuna bakmak, ortadaki oyunu anlamak için yeterlidir. Satın alanların hemen hemen hepsi Londra merkezli şirketlere sahiptir. Krallarına bağlılıklarını sunmak için Londra da evler iş yerleri satın almaktadırlar. Gelinen son nokta Cumhuriyetin kilit taşı olan Mustafa Kemal Atatürk’ün mirasını tamamen ortadan kaldırmaktır. Mevcut düzenin arkasındaki güç emperyalizmdir. Emperyalist Birleşik Krallık tüm kapitalist gücünü Dünyaya yayılmaya devam etmek için kullanmaktadır. Siz bakmayın Birleşik Krallık sömürgelerinin bağımsızlık ilan etmelerine. Tümünün yönetiminde Birleşik Krallıkta okuyan yetişen prensler, siyasetçiler, krallar vardır. Halen bu ülkelerde ‘’Yaşasın Kral’’ nidaları yükselmektedir. Size tek bir örnek vereceğim. Diğerlerini kendiniz araştıra bilirsiniz. Katar Emiri Şeyh Tamim. İngiltere’de eğitim gördü. Sherborne, Sandhurst Kraliyet Askeri Akademisi ve Middlesex Harrow School’dan mezun oldu. Şu anda Katarın gelecekteki Emiri. Kendisi abisine rağmen veliaht ilan edildi.Katar’ın bize niye yardım eli uzattığını biraz olsun anlayabildiniz ise ne mutlu bana.
Cumhuriyet değerleri bu nedenle korunmalıdır. Savaşlar ve işgaller bitmedi. Fiili savaşlar tüm Dünyanın gözünü başka tarafa çekmek için kullanılmaktadır. Asıl savaş arka planda sinsice devam etmektedir. Seçilen Liderler emperyalist sistemin seçtikleridir. Halkın seçeceği Liderler çoğunlukla güçsüzdür. Gerekli ekonomiye sahip değillerdir. Biraz başkaldıran palazlanan olduğunda emperyalistlerce ilk yapılanşey, yönetimi ya da yönetime yakın kadroları kendi yandaşları ile değiştirmektir. Oynanan oyun hep aynıdır. Ufak tefek değişiklikler yapılır. Strateji doğru, sadece savaş alanları farklıdır. Sonuç hep güçlüden yanadır. Bunun aksinin kanıtlandığı iki savaş vardır tarihte. Kurtuluş Savaşı ve Bolşevik İhtilali. Bolşevik İhtilalinin kazanımları tükenmek üzeredir. Hatta bitme noktasındadır. Aynı şekilde Kurtuluş Savaşımızın da kazanılmaları tükenmek üzeredir. Cumhuriyet,sosyalizm için gereklidir. Emperyalizm tarafından yıkılıp yutulmadan önce Sosyalistlerin Cumhuriyete sahip çıkması şarttır.
Diğer köşede buluşmak üzere…