EĞİTİMDE FAŞİZM
“Çocuklar dünyayı alacak elimizden,
Ölümsüz ağaçlar dikecekler.”
Nazım Hikmet
Yaşadığımız günler bir kez daha gösterdi, eğitim olmadan ülkede huzur, paylaşım, yarına dair umut olmuyor. Devlet eliyle faşizm her geçen gün artarken, aynı şekilde devlet korumalığında eğitimde faşizm her geçen gün artarak devam ediyor. Her türlü zorbalıkla kendisinden olmayanı yok sayan ve ezmeye çalışan faşistler, eğitimin yüreğine tam anlamıyla kara hançerlerini soktular. Bunlar bu gün ortaya çıkmış şeyler değildir. Geçmişten günümüze kadar sürmüştür ve sürecektir. Bunları söylerken dönüp bir arkamıza bakmamız gerekiyor. Neden böyle diye? Daha 4-5 yaşlarında çocuklara okullarda nasıl bir milliyetçi olacağı öğretilmektedir. Faşist kadrolaşma milli eğitimi tamamı ile etkisi altına almıştır. Bunun neden-nasıl olduğunu anlatmayacağım. Yapılanlar aleni ortadadır. Defalarca yazıldı çizildi. Okuyan okumuştur. Okumayana tavsiyemdir okusun. Başımıza ne geldi ise okumamaktan geldi. Nüfusun büyük bir kısmının okur yazar olup hem okumayan hem de yazmayan olması ayrıca toplumsal bir başarımızdır. Faşist sistem yanına kapitalist sistemi alarak yoluna devam etmektedir. Eğitimde özel öğretim kurumları her geçen gün artmaktadır. Ancak bu kurumlara halk sınıfın ulaşması mümkün değildir. Faşist ideoloji bu okullarla beraber kendi eğitim sistemini kurmaktadır. Milli olan eğitim sistemi kişisel eğitim sistemine dönüşmektedir. Özel okulların müfredatı okulu işleten cemaatin ya da ideolojinin müfredatıdır. İlk okul öğrencileri müzik dersinde müzik dinlemek günahtır diye kulağını kapatmakta diğer taraftan özel liselerde öğrenciler arsız ve edepsizce çektikleri videoları sanal ortamlarda yayınlamaktadır. Tüm özel okulları aynı kefeye koymakta doğru değildir. Azda olsa gerçek eğitim kurumları vardır. Onlarında gücü ve sesi bir yere kadardır. Faşist baskılara bir çoğu dayanamayarak yıllarca emek emek oluşturdukları eğitim yuvalarını terk etmek zorunda kalmışlardır. Eğitimde Cumhuriyet ile kazanılan tüm devrimsel gelişmeler kayıp edilmektedir. Okullarda İzmir Marşının öğretilmesi bile yasaklanmaktadır. İstiklal marşımızın okunmaması için faşist zihniyet okullara göçmen çocukları ile doldurulmakta, onlar üzerinden çirkin emellerine ulaşmaya çalışmaktadırlar. Son dönemde sosyal medya ve taraflı medya tarafından sürekli bunun dinlendirilmesi nedendir bir düşünün? Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir saçmalık yoktur. Ayrıca ilk öğretimde son dönemin moda ikonu ÇEDES unutulmamalıdır. İstanbul ve Ankara gibi büyük şehirlerde sosyal ve fen bilimlerinde geleneksel müfredat sunan okullar şimdi Diyanet İşleri Başkanlığı’nın öğrencilere “ahlaki danışman” olarak atayacağı binlerce “din görevlisi”ne hazırlanıyor. Bu girişimler çocuklara sadece muhafazakâr kökenli değerler aşılamakla kalmayıp, “yerli ve milli” kavramının ardına gizlenen faşist düşünceyi gerçekleştirmektedir.
Oynanan oyun bu kadar açık ve ortadır. Bunun görülmemesinin nedenide ortadadır. Faşistlerin toplum mühendisleri bu günler için çalışmıştır. Adım adım toplum dejenere edilmiştir. Eğitim ve öğretim engellenmiş, tek tip düşünen, yargılamayan, öğrenmeyen bireyler yaratılmıştır. Genci yaşlısı aynı fabrikanın ürünüdür. Hepsinin üretim hatası, defosu aynıdır. EĞTİMSİZLİK. İşin korkunç tarafı bu değildir. Eğitimsiz insanı eğiterek düzelte bilirsin. Ancak bunu yapabilmeniz için kişinin eğitilmeyi kabul etmesi ya da bunu talep etmesi gerekmektedir. Bunlar yoksa kimi, nasıl, neyle eğiteceksin. Bunun önlenmesi için başlangıç noktası ilk okul eğitimidir. Bunu bilen faşist zihniyet yıllarca bunun üzerine çalışmıştır. Karşılarında olan Cumhuriyetçi, Atatürkçü, Sosyalist, Devrimci güruh ne yapmıştır? HİÇBİRŞEY. Kimse bu lafıma alınıp kırılmasın. Yok ben şunu yaptım, yok ben bunu yaptım demesin. Yapılanların hepsi ortada. Sonuçlar ortada. Elle tutulur gözle görülür gerçekler gösterin bana. Bana derken burada kast ettiğim Halktır. Halk ne yazıkki bize güvenmiyor ve inanmıyor. Bunu sağlayamadığımız için bize oy vermiyor. Oturup günlerce düşünmeye gerek yok. Seçmen bize niye oy vermiyor sorusunun cevabı net. Seçmeni biz değil mevcut düzenin toplum mühendisleri eğitti. Eğitim için kullanılan ders araçlarını onlar üretti. Bağımsız olarak kurulan ve kuruluş amacı eğitime yönelik kitap, ekipman denetimi olan Talim Terbiye Kurumunu onlar işgal etti. Onlar Devlet okullarını imam hatip liselerine çevirdi. Onlar eğitim sistemini içinden çıkılamaz şekilde bozdu. Biz üniversitelerin kampüslerinde devrimci sloganlar atarken onlar ilkokullarda militan yetiştirdi. İmam hatiplerden asker mezun etti. Yirmi yıl öncesi yerleştirdikleri partizanları bu gün devlet yönetiminde, hukuk sisteminin içinde. Bunların karşısında muhalefet ne yaptı? Muhalefette kaldı. Ne kadar büyük başarı iktidar olamamak. 20 yıldır muhalefeti kimseye kaptırmadık. Bravo bizlere, bizim gibi düşünenlere…
Diğer köşede buluşmak üzere…