MAJÖRLER BİTTİ MİNÖRLERE KALDIK
Tarihler 14 Mayıs 2023’ü gösterdiğinde Türkiye Siyasetinin en majör seçimi minör hesaplar yüzünden kaybedildi… O gün Türkiye demokrasisi ya da herhangi bir muhalefet partisi kazanmadı. Kaybedilen ortadadır. Aldığın oy artmış yok oymuş yok buymuş. Bunların hepsi minör avuntular. Majör kazanım iktidar olmaktı beceremedin. Bunu da başaran belli. Muhalefet bunun üzerine ne yaptı, onu da hepimiz biliyoruz. Yazlık sinemada bir külah çekirdeği çitleyerek film seyrediyor. Film aralarının bile farkında değiller. Senaryonun ne olduğunun hiç önemi yok. Artistlerin ne kadar güzel olduğu, kimin kimi hangi kuytulukta öpeceği tek dertleri. Kendi üzerlerinden deve sürüsü geçmiş kimin umurunda. Çekirdeğimi çitler, seyrime bakarım diyor. Majörleri bir hiç uğruna harcadılar. Hukuk sisteminden niye şikayet ediyorsun. 14 Mayıs senin en büyük fırsatındı sitemi yeniden kurmak için. Sen ne yaptın, ufak beyninle ufak hesapların peşinden koştun. Ekonomiyi düzeltmek elindeydi, sen ne yaptın LaFonteine masalları ile seçmen kandırmaya çalıştın. Seçmen sana kanmadı. Kötü büyücü daha cazip geldi. Bu nasıl bir stockholm sendromudur? Bu nasıl bir aşk, nasıl bir hayranlıktır? Muhalefet olarak ne yazıktır bunu görmedin. Minör fikirler ile hesaplarsan olacağın budur. Ufak ve eksik kalırsın. Hep muhalefet olur, iktidar olamazsın.
Can Atalay, gelinen durum içinde başkaldırının merkezidir. Bu başkaldırıyı Türkiye İşçi Partisi tek başına yapmaktadır. Abilerin, ablaların hiç biri ortada görünmüyor. CHP kendi iç problemlerinden dolayı ayrı havada. HEDEP ıslık çalıp geziyor. Diğerlerinin durumu fecaat varlar mı yoklar mı daha ona bile karar verememişler. Ortam ve gelinen nokta bu. Cumhuriyetin tüm büyük kazanımları kayıp edildi. Geri kalan küçük olanlar. Yoksa mevcut düzen içinde büyük olanı öğütecek bir değirmeler var. Sistemi gayet güzel kurdular ve işletiyorlar. Aileden başlayıp yolculuklarına en üst noktada hukuk sisteminin tam orta yerine incir ağacını dikerek son durağa ulaştılar. Bu durakta daha 5 yılları var. Bu beş yıl içinde neler yapacaklarını düşünmek bile istemiyorum. Can Atalay serbest bırakıldığında yanında yine Türkiye İşçi Partisi olacak. Mustafa Balbayı kaçımız hatırlıyoruz. 9 Aralık 2013 tarihine kadar neler yaşandı neler oldu? Kaç kişi biliyoruz. İçinde bulunduğumuz toplumsal demansı anlatacak kelime bulamıyorum. Olanlar aynı arkadaşlar, yoldaşlar, dostlar. Senaryo değişmedi oyuncu kadrosunda ufak tefek değişiklikler oldu. Ancak filim aynı film. Belki o zaman Türkiye İşçi Partisi daha kurulmamıştı. Ama kurucuları ve üyelerinin çoğu bunu yaşadı biliyor. O günden bu güne ne yapıldı? Hiçbir şey. Kimse hiddetlenip, celallenmesin. Siyaset iki uçlu iğnedir. Ya doğru tutarsın ya da eline batırırsın. Uçlarda gezinmemek bu yüzden önemlidir. Acıya katlanırım lafları boş laftır. Sürekli batan iğne seni kangren eder; parmağından olursun. İğneyi nerden nasıl tutacağını çok iyi bileceksin. Bilmiyorsan bilenlerle birlikte olup öğreneceksin. Yoksa iğne sana battığında feryat figan ortalıkta olman bir fayda sağlamaz.
Can Atalay’ın serbest bırakılmayacağı ya da ne zaman bırakılacağı birilerince planmış olup bilinmektedir. Niyetlerini 25 Ekim tarihinde ortaya koydular. Adalet Bakanımızın açıklaması halen kulaklarımda. 25 Ekim tarihin de iki tane tweet paylaştım.
‘’Can Atalay, imkansız renkteki düşünceleri için aylardır tutuklu, renksizin teki kalkıp biraz daha bekleyin diyorsa çok ama çok büyük sorun var demektir. Sende kulaklarını kapatıp başını başka tarafa çeviriyorsan senindeinsanlığında çok ama çok büyük bir sorun var demektir…’’
‘’Özgürlük sloganlarının suç sayılıp, susturulduğu, yasaların kişiye göre uygulandığı bir ülkede yaşıyoruz. Yerel mahkemeler geçmişte Anayasa Mahkemesi kararlarına karşı direndi.”Kararının gerekçesini bakalım” demenin diğer şeklide ”Uymayabiliriz haberiniz olsundur”…’’
Bunların haricinde birde yazı yazdım konu ile ilgili. Tümü duruyor. Yazımın başlığı da ‘’Rengi Olmayan Düşünceler’’di. 18 kişi merak edip okudu. Başka okuyan yok. Kimin ne dediği kimsenin umurunda değil. Kimin ne anlattığını kimse dinlemiyor. Sorsan hepsi alim hepsi mükemmel. Bu mükemmel arkadaşlara tekrar soruyorum. Sokakta orada burada slogan atıp, ses yükselterek nereye varabileceksiniz? Sorun bu kadar büyük ve vahimken Majörleri bitirip Minörlere mi kalacaksınız?… Buna bir karar vermenin vakti gelmedi mi yoldaşlar…
Diğer köşede buluşmak üzere…