YÜZDE İKİ İLE SOSYALİST OLMAK
Resmi olmayan verilere göre 2023 seçimde Türkiye İşçi Partisi (TİP) 939 bin 340, SOL Parti 77 bin 911, Türkiye Komünist Partisi (TKP) 63 bin 329, Halkın Kurtuluş Partisi (HKP) 32 bin 138, Türkiye Komünist Hareketi (TKH) ise 18 bin 35 oy aldı. Sosyalist partilerin toplam oy oranı ise 1 milyon 130 bin 753 oldu. 2023 yılında Türkiye geneli seçmen sayısı 64 milyon 197 bin 419 olarak açıklandı. İlk turda Yurt içi, yurt dışı ve gümrük sandıkları dahil cumhurbaşkanı seçiminde 64 milyon 145 bin 504 kayıtlı seçmenin 55 milyon 833 bin 153’ü oy kullandı. 54 milyon 796 bin 49’u geçerli sayılan oyların, 1 milyon 37 bin 104’ü geçersiz sayıldı. Seçime katılma oranı ise yüzde 87,04 olarak kayıtlara geçti. Bu sonuçlara bakıldığında tüm sosyalist partilerin aldığı oy oranı yüzde 2’dir. Bu oranla geçmiş dönem oranları karşılaştırıldığında başarı varmış gibi gözükebilir. Alınan oylar artmıştır. Bu artış neye yeter, neyi sağlar? Asıl konuşulması gereken budur. Geri kalan 53 milyon oy vardır. 53 milyon oya bakıldığında gerçek ortadadır. Başarı filan yoktur. İşçi sınıfı ile başlanacak iktidar yürüyüşü yoktur. Her şeyin üstünde büyük bir hezimet ile kayıp edilen bir seçim vardır. 53 milyon kapitalist sistem yandaşı sosyalistleri ezip geçmiştir. CHP ve HEDEP aynı şekilde kapitalist yanlısı partilerdir. Söylemlerinde sol terimlerin olması her iki partiyi sosyalist yapmak için yeterli değildir. Sosyal demokrasi ve belli bir halk kitlesinin haklarının korunması kavramlarının temelinde kapitalizm yatar. Muhalif parti olmaları kapitalist olmaları gerçeğini ortadan kaldırmaz. Yeniden Refah, Millet Partisi, Zafer Partisi, İYİ Parti vd. örnekler ortadadır. İktidar kapitalist sistemin elindedir. Bu böyleyken kalkıp biz başarılıyız demek sadece avuntudur. Bunu dikkate alanda yoktur.
Olay nasıl bu noktaya gelmiştir? Öncelikle bunu görmek lazımdır. Benim şahsı tespitlerim şöyledir;
- Sosyalist söylemler seçmen tarafından anlaşılmamıştır. Yani sosyalist partiler düşüncelerini geniş halk kitlelerine anlatamamış, onlarla aynı dili konuşmamışlardır.
- Sosyalistler, kendi fikirlerinin dışında olan kimseyi sosyalist olarak kabul etmemişlerdir. Sosyal ve ekonomik olarak toplumsal refah isteyen, katılımcı bir demokrasiden yana olan, üretim araçlarının hakimiyetinin üretene ait olmasını savunan, işçilerin yönetime katılmasının gerekli olduğunu düşünen, ücretsiz eğitim ve sağlık hizmetleri isteyen, özgürlük ve paylaşımdan yana olan kitleler; Marx’ı, Lenin’i, Engels’i, Troçki’yi vd. bilmiyor ya da okumuyor diye dışlanmıştır. Kendi örgütsel yapılarının dışında tutulmuştur. Evrensel olan sosyalist düşünce partilerce kişiselleştirilip, insanlar sosyalizm düşüncesinden soğutulmuştur.
- Kendi içlerinde ayrımcılık devam etmiş; kendilerince sosyalist saymadıkları dışlanmıştır. Kimin ne kadar sosyalist olup olmadığına partizan bilgeler karar vermiştir. Ayrılanlar ve başka oluşumlar içine girenler anti- devrimci, faşist, dönek olarak adlandırılmıştır.
- Partilerin tümü kendini daha sosyalist tanımlayıp diğerlerini kötülemektedir. Unuttukları en önemli şey kendilerini izleyen insanlarında gözlemlediği, okuduğu, yazdığı gerçeğidir.
- Taraf olmayanların faaliyetleri küçümsenmiş ve sosyalistler kendilerini onlardan üstün görmüştür. Ancak gerçek farklıdır. Beğenmedikleri diğer taraftakiler okumuş, yazmış, çalışmış ve iktidar olmuştur.
- Eleştiri dışında üretimi olmayanlar, karşı olduğu partilerden ya da bireylerden bir şey öğrenmeyi ya da gözlemlemeyi kabul etmemişlerdir. En iyi savunmanın, saldıranın ve silahlarının ne olduğu bilmekle sağlanacağı unutulmuştur.
- Toplumun değer yargıları sosyalistlerce kabul görmemiştir. Özellikle ahlak ve din kuralları kabul edilmemiş, hatta bazı sosyalist olduğunu söyleyen ırkçı kesimlerce küfürle, hakaretle aşağılanmıştır.
- Özgürlük kavramının içi sosyalistlerce doldurulamamıştır. Özellikle büyük halk kitlelerince cinsel tercih konusundaki söylemler itici bulunmuş kabul görmemiştir. Aynı şekilde eşcinsel grup içinde de söylemler kabul görmemiştir. Türkiye’de 6 ile 7 milyon arasında eşcinsel yaşamaktadır. Açık ve net gerçek ortadadır. Bunların büyük bir çoğunluğu iktidar lehine oy kullanmıştır.
- Sosyalist partiler kendi üye tabanına dahi ulaşamamıştır. Üyelere sadece gelir kaynağı gözüyle bakılmıştır. Sosyalist sistemin tavandan, tabana yayılan katılımcılık ile sağlanacağı fikri rafa kaldırılmıştır.
- Eleştiri sosyalist partilerce kabul görül gibi yapılıp, aslında kabul görmemiştir. Eleştirenler dinlenmesi gerekirken, yönetimler eleştirene sürekli kendi fikirlerini kabule zorlamıştır.
- Eleştirdikleri düzen partilerinin örgütsel işleyişi nerdeyse aynı şekilde sosyalist partilerde mevcuttur. Olmadığını her ne kadar söyleseler de olan budur. Biz farklıyız söyleminin altı doldurulamamıştır.
Daha bir çok şey sıralayabilirim. Bunların hepsine sosyalist parti temsilcileri bir cevap bulup verebilir. En iyi yaptıkları iş budur. Ancak ‘’niye iktidar olamadınız?’’ sorusuna verecekleri bir cevap yoktur. Alınan oy içinde, sosyalist tanımlamalarına uyan seçmen sayısı yüz bin ile iki yüz bin arasındadır. Bundan daha fazla olması mümkün değildir. Rakamlar yukarıda duruyor. İnanmayan tekrar bakıp toplasın çıkarsın. Geri kalanı kendini sosyalist olarak tanımlayan ya da diğer partilere küsen seçmen kitlesidir. Bunların dışında kalanların içinde sosyalist düşünceye yakın olanların oylarını almak için sosyalist partiler, öncelikle aynanın karşısına geçip kendisinin boyunu, posunu, saçını, başını görmesi gereklidir. Sonra aynı aynanın karşısında yanına seçmeni almalıdır. Bu görüntüde yanlış olanı çok iyi tespit etmelidir. Kendine halen hayran bakıp, seçmenle bir kol boyu mesafede duran partiler hiçbir şekilde iktidar olamaz. Ayrıca başka bir gerçek daha tüm çıplaklığı ile ortadadır. Günümüz yapısı içinde halk ayaklanması ile bir devrim olağanüstü şartlar olmadıkça gerçekleşemez. Devrimin tek yolu siyaset bulvarından geçmektedir. Bu bulvar üzerinde yürüdüğün kişi sayısı ne kadar çok ise devrime o kadar yakınsın demektir. Bunu görüp uygulamazsan, elindeki yüzde iki oy bile akıp gider. Düşünüp, taşının yoldaşlar. Yüzde iki sosyalist olmak mı başarıdır yoksa iktidar mı? Seçim sizin.
Diğer köşede buluşmak üzere…