Akbelen direnişi sırasında YK Enerji’nin ağaç katliamına karşı mücadele eden yurttaşlara yönelik saldırıya karşı, Jandarma Genel Komutanlığı’na başvuru yapıldı. Ortaya çıkan Anaysal suçlara işaret edilerek, jandarmanın sorumluluğu hatırlatıldı ve geri çekilmesi istendi.
Muğla’nın Milas ilçesinde bağlı İkizköy’de, Limak ve IC İçtaş ortaklığındaki YK Enerji’nin rant projesi kapsamında Akbelen Ormanı’nın katledilmesi üzerine başlayan direnişte, kolluk kuvvetleri tarafından köy halkı ve yaşam savunucuları hedef alınmıştı. Bölgedeki çevre katliamına karşı nöbet tutanlara jandarma saldırırken, şirket de kolluk gözetiminde ağaçları kesmişti.
Akbelen direnişinin öncü isimlerinden avukat İsmail Hakkı Atal, Karadam ve Karacahisar Mahalleleri Doğayı Doğal Hayatı Koruma Güzelleştirme ve Dayanışma Derneği adına İçişleri Bakanlığı’na bağlı Jandarma Genel Komutanlığı’na idari başvuruda bulundu.
‘JANDARMA GERİ ÇEKİLSİN’ TALEBİ
İleri Haber’in aktardığına göre, Yapılan başvuruda, yerel yönetimler tarafından verilen kararların Anayasa’ya aykırı olduğu ve yasa dışı bu işlemlerin Muğla İl Jandarma Komutanlığı gözetiminde gerçekleştirildiği kaydedilirken, Anayasa’ya aykırı işlemlerin sona erdirilmesi ve jandarmaya “geri çekilme” emri verilmesi talep edildi.
Anayasa’nın 3. maddesindeki “Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmaya teşebbüs” suçuna atıf yapılan başvuruda, YK Enerji’nin halk sağlığını ve ülke ekonomisini çökerten faaliyetlerinin yıllık kamu zararının 180 milyar TL olduğu kaydedildi ve ortaya çıkacak Anayasal suçta Jandarma Genel Komutanlığı’nın da sorumluluğunun doğacağı vurgulandı.
SUÇ DUYURUSUNA DA YER VERİLDİ
Başvuruda, 11 Ağustos tarihinde Orman Genel Müdürü Bekir Karacabey, Limak Holding’in sahibi Nihat Özemidr, IC İçtaş Holding sahibi İbrahim Çeçen ve kesimin yapıldığı esnada Muğla Valisi olarak görev yapan Orhan Tavlı ile Yeniköy Kemerköy A.Ş. CEO’su Serhat Dinç hakkında Milas Cumhuriyet Başsavcılığı’na yapılan suç duyurusuna da yer verildi.
İdari başvuruya ek olarak sunulan şikayet dilekçesinde, söz konusu isimler hakkında “Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak” ve “Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmaya teşebbüs” suçlamaları bulunuyor.
Şikayet edilen bu isimler hakkında “Şikayet edilen şüphelilerin jandarma korumasında gerçekleşen eylemi iklim krizi-gıda krizi çağında tarım topraklarını yok ederek, Bodrum’un suyunu kesmek suretiyle Bodrum’un turizmini bitirecek, Türkiye’nin yılda 135 milyar TL turizm gelirinden mahrum kalmasına ve ekonomik olarak çökmesine neden olacak, yine Yeniköy-Kemerköy termik santrallerinin öldürdüğü, hasta ettiği, kanser ettiği insanlar sebebiyle ülkeye yılda 44 milyar TL sağlık harcamasına neden olan…” ifadeleri yer alıyor.
‘SORUMLULUK’ VURGUSU
Jandarma Genel Komutanlığı’na yapılan başvuruda, bölgedeki çevre katliamının bugüne kadar yarattığı maddi ve manevi zararlara, konuya ilişkin ulusal ve uluslararası yayınlara ve basında yer alan haberlere de dikkat çekildi ve Anayasal suç oluşturacak eylemlerde Jandarma Genel Komutanlığı’nın da sorumlu olacağının altı çizildi.