FENOMENOLOJİ
Son dönem ülkenin vaz geçilmez gündemi fenomenler hakkında birkaç şey söylemek isterim. Fenomen ne demek diye sorsam sizlere, cevabınız ne olurdu? Bir çoğunuzun sosyal medyada arzı endam eden şahısların ortak medya adlandırması dersiniz. Esas anlamına bakıldığında görülen, günlük kullanımda ki fenomen kelimesinin bir aforizma olduğudur. Gerçek anlamıyla fenomen, sınırlı algı olanaklarına sahip insan zihni tarafından oluşturulan varlıklar-şeyler anlamına gelir. Bir başka anlatımla düşünce yoluyla görülen nesnelerin özüdür. Yani fenomenler çevremizde olan varlıkların-şeylerin tümüdür. Varlık, felsefenin temel kavramlarından birisidir. Var olan ya da var olduğu söylenen şey, varlık kavramının içeriğini oluşturur. Bir bardak, yazı, insan, kuş, böcek ve diğer tüm gördüklerimiz varlıktır. Son dönemin modasındaki internet fenomenleri de bizim internet üzerinde ortaya çıkarttığımız, gördüğümüz şeylerdir. Bir başka anlamla fenomen görünendir, fiziksel olarak varlık değildir. Şey olarak tanımlama yaptığımızda ortaya çıkan kapsama alanı çok büyüktür. Bu kadar felsefi sözün sonrasında ortaya koyduğumuz şey de bir fenomendir. Çok derine inmeden işin özünden devam edelim.
Fenomenoloji; şeyler üzerine gerçekleştirilen sorgulama ve araştırma çabasıdır. Fenomenoloji insan deneyimlerinin nedensel ve nesnel açıklamaları yerine bunlardan bağımsız olarak en ince ayrıntılara kadar açıklamayı amaçlayan bir felsefe anlayışıdır. Bu anlayış şeylere odaklanmaktadır. Yani fenomenolojide amaç şeylerin özünü kavramaktır. Çevremizde bulunan şeyler toplumsal dünyamız ve fiziksel dünyamızda bulunmaktadır. Fenomenolojiye göre fiziksel dünya olan şeyler, herkes için aynı anlamı taşımaz. Başka bir anlatımla çevremizdeki şeylere anlam yükleyen bizleriz. Fiziksel dünyamızda bulunan şeyleri biz farklı kılarız. Şöyle ki demir bizim bildiğimiz maden olarak demirdir. Demir bizim fiziksel dünyamızda vardır. Demiri kullanarak vida, kaşık, çivi, anahtar, araba gibi şeyler yaparız. Fenomenolojiye göre aslında yaptığımız bu şeylerin hiçbiri yoktur. Var olan varlık metal yani demir madenidir. Diğer tüm şeyler demirin şekil değiştirmiş halidir. Ortaya çıkan fenomenlerse bizim zihnimizde tanımlama yaptıklarımızdır. Yaptığımız vidayı alıp Afrika’nın ya da Avustralya’nın vahşi kabilelerine götürsek, yerli halk hayatlarında vida görmedikleri için elimizdeki şeyi vida olarak tanımlamayacaklardır. Elimizdeki şey bizim için vida olarak tanımlıdır. Yerlinin gösterdiğimiz şeyi, vida olarak tanımlaması için zihninde anlam yüklemesi gerekmektedir. Yoksa vida yerli için hiçbir şey ifade etmeyecektir. Bu bize bilgilerimizin bir biri ile bir bağı olduğunu gösterir. Bu durum, toplum dünyamız ile fiziksel dünyada farklılık gösterir. Fiziksel dünyada nehirler, çiçekler, kayalar ve diğer tüm varlıklar vardır. İnsan olarak onları nasıl etiketlersek etiketleyelim, bağımsız bir şekilde fiziksel olarak mevcutturlar. Biz onları tanımlamadığımız için puf diye yok olmayacaklardır. Ancak aynı şeyi toplum dünyası için geçerli değildir. Mesela ‘yoksulluk’ ya da ‘ceza’ gibi kavramlar, tamamen insanların belirli durumları tanımlayabilmek amacıyla anlamlandırmalarından, yani toplumsal dünyamız insanların yarattığı şeylerden ibarettirler. Yoksulluğun ya da cezanın var olması, insanların bu kavramları algılamalarına, bunlara yükledikleri anlam ve yorumlara bağlıdır. Bu kavramların bu algı, anlam ve yorumlardan bağımsız bir gerçeklikleri yoktur. Bunlar fiziksel dünyada hiçbir anlam taşımazlar. Çevremizde olan bir çok şey farklı şekilde yorumlanıp anlamlandırılabilir. Ölüm buna en güzel örnektir. Ölüm olayı kaza, intihar, cinayet, ecel gibi çok farklı şekillerde yorumlanabilir. Bir insanı öldürmek, bazı durumlarda suç sayılırken bazı durumlarda bir mecburiyet, hatta bazen bir kahramanlık olarak yorumlanabilir. Aynı şekilde ölümde fiziksel dünyada yoktur. Ölüm, varlıkların fiziksel dönüşüme bizim yüklediğimiz anlamdır.
Asıl yaşanılan sizin neyi nasıl gördüğünüzle ilişkilidir. Sosyal medya yöneticileri, pazarlamacıları, sahipleri yukarıda anlattıklarımı çok iyi bilen, bu bilgileri özümsemiş insanlarla çalışılır. Bu insanlar işi, kendi oluşturdukları şeyleri yani fenomenleri sizin görmenizi sağlamaktır. Bu fenomenlere anlam ve içerik önceden yüklenmiştir. Bizim fenomenleri, yeniden tanımlamamıza ya da anlam katmamıza fırsat vermeyecek şekilde sürekli önümüze çıkartırlar. Zaman içinde kendi tanımlamamız gibi olanı kabulleniriz. Bunun adı medya pazarlamacılığıdır. Her geçen gün oluşan yeni fenomenler, toplum dünyamız için çok tehlikeli bir hal almaktadır. İnsan öz olarak kendinden uzaklaşıp yapay özlerin ardına takılmaktadır. Kişiler, ürünler, sunulanlar tek bir amaca yöneliktir. Para kazanmak. Yeni dünyanın yeni emek sömürüsü fenomenlerdir. Üretmeden sömürünün daha doğrusu kapitalizmin yeni oyuncağı dijital kapitalizmdir. Yaşadıklarımız ve gelecekte yaşayacaklarımız bu günden daha ağır olacaktır. Bir noktadan sonra insanlar karar verme yetilerinden vaz geçecekler, tüm kararları sosyal medya üzerinden vermeye ya da yapay zekanın kararına bırakmaya başlayacaktır. Günümüzün fenomonolojisi bu aksaklık karşısında çözüm üretebilmek için algının farklılaşmasını savunmakta ve bu şekilde geçmişin felsefi değerlerini bulutlardaki yerlerinden yeryüzüne indirmektedir. Esas olan gördüklerimiz değil fiziksel dünyamızda bulunanlardır. Kendi ürettiklerimize kölelik yapmaktayız. Unutmayın faşizan yapıda kölelikte efendi kölesini satın alırdı. Günümüzdeyse köle efendiyi satın almaktadır. Bu tür köleliğin özgürlüğü yoktur.
Diğer köşede buluşmak üzere…